Bu yazı normalde yazdıklarımdan biraz daha farklı olacak çünkü tamamen ne yapıyorum ve neden yapıyorum temelli gideceğim. Ne yapıyorum? Belki fark edenler olmuştur, siteyi .com’a taşıdım ve blogger’dan ayrıldım. (Aslında tam anlamıyla ayrılma da denemez, onu da anlatacağım.) WordPress’e tümüyle (geçmiş yazılar, medyalar, okuyucular vs.) geçiş ise hayli basit. Daha önce bunu neden yapmamışım diye…
The Banshees of Inisherin’in hissettirdikleri
Yazının başlığını daha uygun seçemedim ve hatta seçemezdim. Aslında uzun süre film hakkında konuşmak isteyip istemediğimi bilemez bi’ hâldeydim, çünkü bittikten sonra bir daha konuşamamacasına susmak, sadece susmak istemiştim. Sonra film hakkında susarak yazı yazabileceğim fikri aklıma düşüverdi. Bu zamana kadar birçok eserle muhattap olurken şiddetli baş dönmeleri hissettim. Bu hâletiruhiyeden beni mahrum edecek her…
Mükemmele çeyrek kala: Kırıldı Vazo – “Hepsi, hepsi yalan mıymış?”
Şenceylik benim ne diyeceğimi çok umursamaz ama birilerinin de çıkıp doğruları yazması lazım ki kişi ilerleyebilsin. Maalesef (aslında daha çok iyi ki) hayatımız “YouTube’da dislike sayısını göstermeyelim, dümenden de olsa üreteni teşvik ediyor gibi görünelim” kafasında ilerlemiyor. Kimi insan için kusurlar, bir bakıma, o kişiyi bilhassa sevme biçimlerini oluşturur. Denir ki yamuk bir burun, tam…
Geçmiş Zaman Olur Ki #3 (Atilla Abi ve Ben ve Johnny Cash)
Bu yazılarda hep kendimizi afişe etmişiz he aslında. Yazıları yazarken bir yandan da revize ediyorum, ama bazılarına da kıyamıyorum çok şeker bir çocuk yazan çünki. Bugünkü konumuz şu giri. Bazı videoları artık kullanılmadığı ve bulamadığım için kaldırmak zorunda kaldım. Neyse ki Norah’nın bu cover’ı duruyor. Ben bu cover muhabbeti için de çok atıp tutmuştum zamanında. Bakalım ona…
Her kaldırılan taşın altından Sezen Aksu çıkması üzerine
Hava yağmurlu. Kedi arkada meeaaauuuuğğğv çığlıkları atarken, Yonca Evcimik-Vurula Vurula çalmaya karar veriyor radyo. Aiihhhy çok severim diyerek ses veriyorum. Şarkı bitiyor. Biter mi? 2023 insanı için hiç şarkı bir kere dinlenip tadında bırakılabilir mi? Bırakılmaz elbet. Peki ben farklı mıyım sanki? Yooo, gayet telefondan bulup, bin kere filan daha dinliyorum üst üste. Sonra elbette…
Geçmiş Zaman Olur Ki #2 (Al Pacino ve Ben) [ve biraz da Havuz]
Bu seriye başlamamın nedenlerinden biri de kendime bile itiraf edemediğim şeyleri kaleme almaktı. Bugün şu yazıdan bahsedeceğim ama aslında hiç de ondan bahsetmeyeceğim çünkü yazı için yüzleşilecek pek bir şey yok. Bunun yerine bana Al Pacino’nun ifade ettiklerinden bahsetmek istiyorum. Kasedi biraz geri sararsak, ben.. Ben her şeyi biraz olması gerekenden geç yaptım, her şeye…
Geçmiş Zaman Olur Ki #1
Neredeyse 14 sene olacak bu blogu kuralı. Şaka değil, şimdiye düzenli yazsaydım belki de site filan sahibiydim, olmadı çok tıklananlardan birinde yazardım. Bilmiyorum böyle bir amacım oldu mu hiç… Bir yandan olsun isterken beri yandan da istediğim gibi yazamayacağım için büyüme fikri korkutmuştur beni hep. Belki başka yerde, o gezi yazılarındaki gibi, olabilirdi, ama bir…
Lolita, Unfinished Swan ve 500 Days of Summer
Hayat bazen de böyle. Eğlenceli yazılardan bahsetme planları yaparken dünya işte böyle yıkılır, neden bahsedersen bahset artık biraz boştur ve altında kalırsın yaşanmışlıkların. Çoğu zaman böylesi durumlarda düşüncelerimden utanırım. Yani sadece o durum anında ya da sonrasında değil ama öncesinde aklımdan geçen düşüncelerimden bile utanırım. Bu yazıları da ben bir köşede dururum, hayaletim yazar. Aslında…
Özlem, Kötülük ve Koku
İsmi masamızda geçen insanlar hakkında hissettiklerim bir süre sonra hep özlem duygusuna dönüşüyor. Lisede, or’da-bur’da benimle uğraşan kişileri, ne bileyim içten içe gıcık olduklarımı, hatta o an orada olsalar bunlar niye burada diyeceklerimi, ve dahi yapmacık bulduklarımı bile özlüyorum. İnsanların garip bir bileşimi olsa mesela, mükemmel insanı yaratsam kendimce, hani derler ya öyle, yine de…
Kısa Kısa #26
*Akdeniz ülkelerinde, kış sporları ile zenginliğin ilintisi var. Benim pek aram yok, patenle bile. Zenginlikten değil de, babam bunlar için fazla “ağır” biri, annem de fazla tırsık; kafamı gözümü yarmamı istemez. Oysa onunla, o çok kötü kahverengi tahta yatakbaşlıklı odada, elimde biberonum, çok buz balesi, artistik buz pateni izlemişizdir. O kadar artistiğe karşı yapılan buz…