Kışların biraz daha kışa benzediği o zamanlarda, elinde Flaubert’in kitabı ile girip bahçeye, tam karşıma kuruldu Bahar Ö. Kitabı göğsünde bastırarak, kocaman sarı-yeşil gözleriyle başlıkta geçen soruyu sordu bana. Her bir parmağı başka renkte olan kesik eldiveni ve kırmızıya çalan atkısını, çok nadir giydiği eteği ile tamamlamıştı. Dizlerini dizlerimde hissedebiliyordum. Ben 22 yaşında falan olmalıyım….