Yapay zekâyı kullanarak bir kişi Parla marşını Zeki Müren’e cover’lattı, duymuşsunuzdur. Bu da -yine ve bittabi- son derece yüzeysel tartışmaları ve sürü psikolojisini beraberinde getirdi. Genelde söylenegelen bu gibi durumların sanatçının yaşarken oluşturmaya çalıştığı mirası zedelediği yönündeydi. Ben, içimizde yaşadığımız dünya ve yasaları, önceden yaptıklarımız ve hâlâ yapmaya devam ettiklerimizden ötürü hiç de bu şekilde…
Category: Denememe
Genel intiba ne kadar doğru?
İnsanların hakkımda yorum yaparken söyledikleri şeylerden biri inanılmaz özgüvenli oluşum oluyor. Oysa ben hiç öyle düşünmüyorum. Ya da -dum. Hatta öyle ki, ben bu özgüvensizliğimle -ola ki- özgüvenli gözüküyor ve buna rağmen yaşamakta bu denli güçlük duyuyorsam, gerçekten özgüvensiz olan ve dışarıya da öyle gözüken insanlar nasıl yaşayabiliyor acaba diye düşünür hâlde buldum kendimi. Elbette…
Geçmiş Zaman Olur Ki #4 (Kendini artık tanıyamamak ve Eren)
Hem “kendimi tanımıyorum” demek bile kendimi tanımak değil mi zaten? Vay benim güzel kardeşim be. Bir süredir bildiğiniz gibi geçmişle yüzleşip eski yazılarımı okuyorum. Aslında daha çok eski beni hatırlamaya, gerçekten mutlu muydum yahut mutlu taklidi mi yapıyordum anlamaya çalışıyorum. Belki -varsa- güzel özelliklerimi hatırlatmaya, değişenlerin neden değiştiğini irdelemeye, kötüleri törpülemeye çalışıyorum. Belki de en…
Dirim Ortaklarımız #1 – Bazı Türkçe Şarkılar ve Sözleri
Bu Son Olsun şur’da da bahsettiğim içkili muhabbet akşamından sonra değişmez şarkımız, dirim ortaklarımızdan biri haline geldi. Değişmez şarkı, dirim ortağı olma nedeninden bahsetmek istiyorum sizlere bugün. (2 sene geçmesine rağmen yazının üstünden, bugün bile aynı şekilde hayatıma dokunması ise ayrı başlıkta tartışılabilir.) Öncelikle, yaradılışımız gereği üzünçlü gençler olduğumuzdan, üzünçlü yetişkinler olacağımızdan, üzünçlü yaşlılar olacağımızdan… Hatta…
Bir Sanatçıyı Sevme Devinimleri
Bir sanatçıyı sevmek, ne acayip diyorum. Esasında sevgi bitmiyor, başka yerlerde başka şekillere bürünüyor, metamorfoz geçiriyor. Bir sanatçıya âşık olmak demiyorum, sakın ha! Bir sanatçıyı sevmek diyorum. Ne acayip! Sırf onları seviyorlar diye aşklara karşılık vermeden, bir mühendisi sevmeden, doktor fantazilerinden, yataklı vagonlardan, tren jetonlarından, kemençeden, mor silgilerden de bahsetmiyorum. Çok zor ve yıpratıcı bir şey…
Notlar, Şarkılar, Arkadaşlar – Kısa Kısa #23
*Bazı notlar alıyorum, bu da yeni bir öykü yazacağımın habercisi. Buraya koyacağım kimilerini ki unutmayayım veya -nin ise ne kadar anlamsız olduklarını baktıkça hatırlayayım diye. Birini şiir gibi almışım, pikniklerden bahsediyorum sanırım: “Bizde örtüyü ben getirirdim. Anca saça atılan renk olabildim Gerisi unutuldu gitti” Yeşil bir not, kırmızı üzerine. *Genelde aldığım notların, neyi hatırlatması gerektiğini…
Son Bir Mor Tombala Yemeği
6 sene sonra okumak istediğim şu cılız kitabı elime alıyorum. Okuyorum. Okudum hatta. Ne de çok şey değişmiş, ben okumayı öğrenmişim bu süre zarfında. Diyorum. Hatta dedim. Bu sıska kitabı benden önce de kimileri okumuş, altını çizmiş. Eğer altı çizili kitap bulursam ben de çiziyorum. Yanına-köşesine, çiçekler, kelebekler, kalpler, bebekler hatta yıldızlar bile koyuyorum. Ama…
Aşk Hakkında #2 – Bilmediklerimiz veya Sormaya Cesaret Edemediklerimiz
Geceleri düşünüyorum, yatmadan önce: Çeşitli dansları, umumiyetle aç yattığımdan şu anda olsadayesem yemeklerini, son bir kere görmek için neler vermezdim dediklerimi, ergenlik yıllarımı, herhangi bi’ filmdeki o sahneyi, bir şarkı sözünü, yazdığım yazıdaki -artık ezberlediğim için- canımı sıkan mendebur suratlı o kelimeyi, bir virgülün, o canı çıkacası virgülün, o karakterin adından sonra gelmesinin biçimsizliğini… Neyse,…
Aşk Hakkında #1 – Sonsuzluk ve Bir Gün veya Anna’nın Mektubu
Aşk hakkında hepimiz konuşuruz ve çoğunluğumuz da aşkı sever (hem aşkı hem de aşk hakkında konuşmayı sevenler de pek tabii ki mevcuttur), peki ya bitmeyen aşkı? Bir türlü içinden atılamayan aşkı? Hepimiz sever miyiz, hepimiz ondan konuşuruz ama gerçekten sever miyiz? Düşününce, “sonsuza dek” sürecek olan aşk hepimizin düşlediği ve kimimizin çoktan milyonlarca kez sözünü…
Nazım Hikmet’in Abidin Dino’ya Sorması Gereken Asıl Soru
Hepimiz o şiiri biliriz. Yahut yanlış biliriz. Ya da o şiiri bilmeyiz de, o dizeyi duymuşuzdur. Ben “dizeleri” yazacağım, “Saman Sarısı” şiirinde geçer, şöyle der Ran: “sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin işin kolayına kaçmadan ama gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil ne de ak örtüde elmaların …