2 günden beri “Merik” ile Golden almayı konuşuyoruz. (Tabi benim param olmadığı için seneye erteliyorum; org alacağım yeni bir tane ve bir de ceket… Ne garip ama değil mi?) O alırsa bu sene bilemem de… Ben de kendi evime tamamen çıkınca seneye alacağım artık yeter. Kendimi “öpücem” yoksa. Bugün de “Cabbar” dedi ki : “allahın…
Month: July 2010
Kısa Kısa #2 (Inception)
-Hayatım boyunca ilk defa bir filme tek başıma gittim. Eğlenceli sayılırdı. Kendi kendinle konuşmak sıkıcı olsa da güzeldi. Genelde DVD’lerimi tek başıma izlemeyi severim ama sinemaya tek gitmek daha önce cesaret edemediğim bir şeydi. Değişikti. Bundan sonra daha sık gideceğim, zaten birlikte gidebileceğim kimse de ortalıkta gözükmüyor. -Sinema demişken saçma sapan konuşan, geç kalan, sürekli…
Rûya
Salon buğulu. Çok sigara içilmiş, çok alkollü, çok soluk, çok soğuk. Kuzenin çocuğu doğmuş. Çok tatlı, çok tombik, çok güzel, çok sempatik. Kız. Herkese bi’ gülücükler, herkese bi’ mavi boncuklar, bi edalar, bi afralar ve tafralar… İleride çok canlar yakacak şakasına “grandler”den yargılayıcı bakışlar geliyor, anneden “aaaa-heea” şeklinde bir gülüş… Camın kenarında, kalorifer peteğine yapışmış…
Hatırlayan Var Mı?
Heyt bre, ne biçim başlık oldu bu öyle? Sanki böyle bir filmin ana cümlesi olur ya güzel insanlar onun gibi. Buyrun hayal edelim: #Dınını# ” Ğhaaatırlllaayannn vaağğğrr mıııhhh?” #Dang# 17 Ağustos. #Nırınınım# Sinemalarda. Neyse ki öyle bir şey değil; şu çizgi filmi hatırladınız mı diye soracaktım biraz nostalji olsun diye. Not: Üstüne tıklarsan büyüyor canım…
Sanatçılar Doğuyor #5
Neler oluyor yahu! Daha en son yazı doğum günleri üzerineydi!! Gene bir doğum günü yazısı ile karşınızdayım. Gene “özel” bir günü, birkaç “özel” insanın ve biz sevenleri için. Hatırlatmakta yarar var; ben çok severim özellikle bir tanesini. Eke eke. 1) Philip Seymour Hoffman Yukarıdaki yakışıklı olur kendileri. Yahu 43 yaşına girmiş Seymour’um bir…
Bir Zamanların Güne Başlama Şarkısı Olarak “Tunak Tunak Tun”
Cidden bunu görmeden ölen biri için de üzülürüm. Sevgili Arda’nın kulakları çınlasın. Bir zamanlar hem videoya gülmek, hem de şarkının coşkusu ile sabah sabah mutlu olmak için dinlerdim bu “eser”i. Heeey gidi yıllar beya. Bak “beya” filan bile demeye başladım. Eskiden “beya” mı diyordun. Hayır da öyle çıktı işte ağzımdan. Not: Ben Turuncu’ya biterdim. Ehueheh….
Bir “Oscar Konuşması” Nasıl Olmalı?
Boş zamanlarımda Youtube’a deli gibi “Oscar speech” yazıp “Kim neler demiş acebeaaağğ” diyerek hemen herkesi izliyorum hayran farkı gözetmeksizin. (Ne demekse o demek.) Sanki çok heyecanlı bir dizinin, çok heyecanlı bir finalini her 10 dakikada bir yeniden yaşamak (izlemek kelimesini reddediyorum) gibi geliyor bana bu konuşmalar, çoğu zaman çok saçma olsa da. Ne bileyim hayranı…
-Gerçekten? -Gerçekten.
Geçenlerde çok sevdiğim bir arkadaşımla mektuplaşırken aklıma takıldı gene laflar, cümleler falan filanlar. Mesela diyoruz ki: “Seni gerçekten seviyorum.” “Bu oyunu gerçekten seviyorum.” “Buranın dondurmasına gerçekten bitiyorum.” “Vallahi çok beğendim. Gerçekten çok beğendim. Aaaaağğ!” Peki o “gerçekten”in oralarda ne işi var diye sordum kendi kendime bu tür cümleleri okurken. “Seviyorum” veya “bitiyorum” veya “beğendim”lerin -ya…