*Filmlerdeki yemek sahneleri beni çok güldürüyor. Buz gibi olmuş yemekli sahnenin bin seferde çekilmesi elbette berbat bir durum tüm set çalışanları için ama aktörlerin hiçbir zaman o yemeği ağzına atmamaları, attılarsa da yanağının bir kenarında tutmaları, tutmuyorsa da bir lokmayı bin saat çiğnemeleri ve hatta -biraz da utanmazca- sanki dişlerinin arasına kaçmış gibi ucuz numaralar…
Month: February 2024
Füruzan, Arda Sedefçigil ve Okumak
Son zamanlarda yaptığım en popüler şakam liseye gidene dek nasıl da bir fanusun içinde yetiştiğim, benden olmayanları nasıl hiç mi hiç bilemediğim ve bütün bunları öğrenince yaşadığım o hayli uzun aydınlanma süreci üzerine olan… Görece hâli vakti yerinde, İstanbullu, Atatürkçü ve Sünni iki ailenin tek torunu. Bu yüzden hayatım boyunca pek bir zorlukla karşılaşmadım desem…
Barney’s Version: Duyumsamalar
Kimi arkadaşlarım neden hâlâ filmleri arşivlediğimi soruyor, kimisi hiç de çok okunmayacağımı bilmeme rağmen neden hâlâ yazdığımı. Onlara zaman zaman neden nefes aldıklarını sormak geliyor içimden. Sormuyorum. Ya da bazen çünkü ben malım bir tek siz akıllısınız demek de geçmiyor değil aynı içten. Susuyorum. Aslında temelde kimse artık cevap almak için soru sormuyor. Yalnızca kafasındaki şablona…