Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

  • Bir şeyin gerçek olması için gerekenler üzerine

    Bir şeyin gerçek olması için gerekenler üzerine

    Say Anything…‘i yeniden izledim. Yeniden izleme konusunda geçtiğimiz on yılda çok tutucu idim. 10’lı yılların sonuna doğru adımlarını yeniden attığım yeniden seyretme işinde kendimi görmem beni çok memnun ediyor. Sözgelimi bu film. Neydi sevdiğim? Bunu bulmaya çalışmak, kendine anlam verememek ya da kendinle, o güzel bebekle zamanın içinde gurur duymak. Bütün bu duyguların karmaşası, çok…

    Devamı

  • Kısa Kısa #19

    Kısa Kısa #19

    *6 ayda bir yazıyorum sanırım kısa kısayı. Baktım en son ocakta yazmışım peeh =( *Tek hücreli bir canlıdan bile daha küçük “şeyler”in beni bu dünyada var ettiğine inanma fikri içimi ürpertiyor. *Şu yazının fotoğrafındaki gibi albüm kapakları da var sevgili bilogçular, okurlar, insanlar… Bir de kendi fotoğrafını (hatta şuna suratını diyelim) kapak yapan ucuzcular da…

    Devamı

  • Picasso

    Picasso

    Öncelikle şunu söylemeliyim ki kendisinin büyük bir hayranıyım. Daha önce kimseye  belirtememişken (belki de laf arasında ağzımdan kaçırdığım olmuştur) şimdi söylemek istiyorum garip bir şekilde. Hatta Modigliani’ye ne çektirdiyse kendisinin daha çok çekmesini dilerken bile daha çok hayran olmuştum kendisine. Yaşadığı dönemde pek gıcık bir herif de olsa, kendime hep yakın bulmuşumdur çünkü onu. “Çünkü”; onu anlayabiliyorum.…

    Devamı

  • Kısa Kısa #14

    Kısa Kısa #14

    *Cemil İpekçi’yi ne kadar bilirsiniz bilmem. Adını duyunca tiksinir ya da söyleyene ters ters bakar ya da kıkırdarmısınız onu da bilmem. Ama Türkiye’deki -kesinlikle- en egolarından sıyrılmış, en saçmalamadan komik, en mantıklı konuşan, en mükemmel insanlardan biri olduğu kesin. Ayrıca fazla gelişmemiş bölgelerimizde yaptıkları da çok güzel. Ayrı düşündüğümüz çokça şey olmasına rağmen arkadaşım olsun…

    Devamı

  • Sanat Nedir?

    Sanat Nedir?

    Gece (sabah) geç saatlerde yatmak üzereyken İlyas Salman’a rastladım bir programın tekrar bölümünde, diyor ki: “Kars’ta ölen bir köpeğin acısını İstanbul’da duymayan sanatçı olamaz.” ya da “Kars’ta ölen bir köpeğin acısı İstanbul’da duyulmuyorsa o ülkede sanat olmaz.” Her iki türlü de süper laf! (Uykulu olduğum için tam hatırlayamıyorum sözü.) “Mükemmel!” dedim, “İşte bu benim; ben…

    Devamı

Translate »