İnsan ilişkilerinde “kendince” bir şeyler anlatırken hissettiğim o hafifliği ve anlaşılmayı çok önemsiyorum. Geçenlerde çok sevdiğim bir arkadaşıma işlerin nasıl olup da yine sarpa sardığını (ki bu da aslında dinlemesi en zevkli konulardan biridir ya, neyse) anlatırken aldığım yanıt “Büyü artık!” oldu. Onun çok da üstüne varmadan ettiği bu laf nedense bana çok dokundu. Buna…
Month: May 2024
Keşke Ben Yazsaydım #2 – Sunshine Cleaning (2008)
Çok uzun senelerdir, ilkindeki kadar hoşlanmam diye ikinci kez seyretmeyi bilinçli bir şekilde ertelediğim Sunshine Cleaning‘i nihayet izleyebildim. Yazının başlığından da anlaşılacağı üzere anlatıya bayıldım, kıskandım, üzüldüm. Hakkında birtakım pişmanlıklarım ve anlatacaklarım mevcut. Başlayalım. * Filmi sinemada izlemediğimi anımsıyorum ancak ilk nasıl bulduğumu tam çıkaramıyorum. Hafızamı zorladığımda muğlak biçimde bir video canlanıyor gözümün önünde: Robert…
Kısa Kısa #29
*Birisiyle müzik dinleyerek ne kadar çok vakit geçiriyorsan, o kişiye tahammülünün aynı oranda azaldığının, söz konusu bireyle konuşacak pek de bir şey kalmadığının göstergesidir bu. Belki de artık sesli sesli nefes alıp verişinden usandığının, “sevişeceksek sevişelim, yoksa yapacağım daha değerli işler var”ın dışa vurumudur biraz da. Sırf bu ihtimal yüzünden şu anda dinlemeyi hiç mi…