Şarkının orijinal video klip versiyonu 1 milyardan fazla kez “izlenmiş”. Dinlemeler, yeniden yüklemeler, onlar ve bunlar desen herhalde 15 milyar kez çalınmıştır. Buna epey şaşırdım. Şarkının bu kadar popüler olduğundan haberim yoktu doğrusu. The Scientist’in müziğini ve o heceleyerek söylenişini hiç sevmediğimi belirtmem lazım. Ama sözleri gerçekten güzel. Hatta bence Türkçesi daha güzel. Daha hızlı…
Category: Video
Bir Farah Zeynep Abdullah Meselesi: Sezen Aksu’yu Sevmek ve Yanıyom Ölüyom
Sevgili buster, sen de iyice pop yazarı oldun. Eh, insan biraz da zamanına benziyor iç ses. Her ne kadar FZA’nın hemen her dediğine katılıyor olsam da (ki kendisi gerçeklerden, olmuş olaylardan söz ediyor, yani istesek de katılmamak mümkün değil) sevdiğimiz bazı sanatçıların birtakım söylem ya da eylemleri bize, bilhassa bugünkü bize ve düşüncemize pek uymayabiliyor….
What Remains of Edith Finch’in hikâyesi
Küçükken odamda minik sarı bir dolabım vardı. Kapağına sakızlardan çıkan etiketleri yapıştırırdım, hatta geçici dövmelerimi bile. Annem izin vermezdi kolumu boyamama. Yazın askılarda duran kışlıkların altında oturur, oyuncaklarımla oynardım. Kapıları tam kapanmaz, tam karanlık olmazdı içerisi hiç. Öğlen, içerisi biraz da ışık alınca odama girip çıkanları gözlerdim. İçerisi bir garip kokardı. Tatları bir tuhaf, yerlerde…
Mükemmele çeyrek kala: Kırıldı Vazo – “Hepsi, hepsi yalan mıymış?”
Şenceylik benim ne diyeceğimi çok umursamaz ama birilerinin de çıkıp doğruları yazması lazım ki kişi ilerleyebilsin. Maalesef (aslında daha çok iyi ki) hayatımız “YouTube’da dislike sayısını göstermeyelim, dümenden de olsa üreteni teşvik ediyor gibi görünelim” kafasında ilerlemiyor. Kimi insan için kusurlar, bir bakıma, o kişiyi bilhassa sevme biçimlerini oluşturur. Denir ki yamuk bir burun, tam…
Ruh Çözümlemesine Giriş – I – Mitomanim yahut yalan patolojimin başlangıç noktası
Aşağıda söyleyeceklerimin hepsi uydurmadır. Uydurma isimler, uydurma kişiler ve uydurma olaylar, yer yer kendini abartmalar ve olmamışı olmuş gibi yapmalar, hatta hatta yaptığını unutmuş gibiler içermektedir. Zaten içermeseydi sanırım yazının başlığı böyle olmazdı. * Size İzmir’de gittiğim psikiyatr anımı anlatmıştım, anlatmadıysam da çok mühim bir mesele değil. Kadının söyledikleri çok koymuştu saatler sonra, Martinciğim, sen…
Söyliciiz
2020’nin son günü vesilesi ile bu yıl en çok dinlediğim 5 yabancı şarkının, en sevdiğim kısımlarını yazacağım. Amma da kıytırık laf oldu. Neyse. Canım bunu yapmak istedi. 1-Morrisey – “We’ll Let You Know” Şarkıyı nerede duyduğumu çok hatırlamıyorum. (Bir ihtimal Mid90s filmi diye düşünüyorum.) Zaten zınk diye şu aşağıda yazacağım şekilde başladığı için, benim sevmeme…
Yemek Yaparken Tutturulması Gereken Parçalar
Zannediyorum Ali Gül ile ikinci çalışmamdı. O gün de yağmur var mıydı anımsayamıyorum. Birkaç demo tam da istediği gibi gitmemişti. Olmadık yerde nefes alıyor, bilinmedik yerde duraksıyor, kavşakları duraklar hak getiriyordu. Bizden, daha doğrusu benden bıkmış olacak ki stüdyonun arkasındaki salona doğru yollandık. “Marş, marş!” Bunca yolu söylev dinlemek için mi geldim diye söylenmek üzereydim. Koltuklardan…
Çıldırmalık Güzellik Bombalisikotlukluğu Kontripposukluğunu Çoktiritolikolplayan Tontirişkoluluğu
Şu yukarıdaki video gene şans eseri karşıma çıktı. Ki şans eseri karşıma çıkmasa bu kadar etkilenir, buralara gelip azıcık da olsa söz eder miydim, sanmam. Neyse, bu potpuride de (ki çok çok güzel seçilmiş, hepsine ayrı ayrı bittim ve hepsine ayrı ayrı aşık oldum ve ağladım) geçen şarkıyı ya zamanında o kadar çok dinlemişim ki…
Kafama Göre Şarkı Çevirileri #2 – “Empty – Ray LaMontagne”
Genelde kötü, ya da -hadi öyle demeyelim de- alışıldık sonlu dizi-filmlerin çok güzel müzikleri oluyor. Bilirsiniz işte, hani esas kız ile esas oğlan filmin sonunda buluşur. Biri ötekinin peşinden gider, yahut son anda biri kendine bile itiraf edemediği aşkını adeta herkese duyururcasına halka açık bi’ yerde (Tren garları, yahut havaalanları en ideal mekânlardır bunlar için.)…
Kafama Göre Şarkı Çevirileri #1 – “Paint the Moon – The Czars”
Selam melam, işte yine geldim. Geçenlerde bir arkadaşımla şalterlerin attığı bir barda biralarımızı yudumlar ve laflarken (ben yine çok konuşurken) artık 2018 yılında parçaların, daha doğrusu salt müziğin, bu sanatın ve dahası disiplinin başına gelen en acıklı şeyin, çok kolay tüketilebilmeleri; çok kolay yayılmaları, ve çok kolay bıkılmaları olduğunu söyledim. Üretimi oldukça güç olan bir…