*Yeni alışkanlıklar edindim. Belki eskiden de böyleydi de yeni yeni farkına varıyorum. Konuşmuyorum. Gerçek hislerim hakkında yani. Şu seçilmiş, bu böyle olmuş, aslında alkol neymiş, cinsellik veya aşk… Susuyorum ve sadece dinliyorum. Düşünmesem de öyle, cümlelerini çarpıtmak yahut gerçekten böyle düşünüp düşünmediklerini anlamak için kıvrak sorular soruyorum. Soruların cevaplarına göre de değişiyor durum elbette. Durum…
Kısa Kısa – Özel Hayat Sürümü #24
* #Ben seni öyle sevdim, öyle sevdim… Ben seni öyle sevdim, böyle mi sevdim?# * Çünkü birini resmeden o anı istemeden bozar, oyuncular her zaman bilinçdışında rol yapar-izleyici bunu bilir, fotoğraf için “an” çok çabuk, geçici. Edebiyat gerçekten o anı uzatan, eğip bükebilen, tam manası ile yansıtabilen, betimleyebilen tek dal. Biraz nesnellik ve elle tutulabilirlik…
Neil Gaiman ve Kuzeni Helen ve Öykücülük Hakkında
Bunun ne kadarı gerçek bilemiyorum. Birçok yerde sözlü olarak da anlatmasına rağmen işi ajite ediyor da olabilir. Neil yetenekli bir yazar olduğundan bu lafları pekâlâ uydurmuş, uydurarak yazmış (hatta birkaç videoda da anlatmış), dediğim gibi çok güzel uydurmuş olabilir. Bilemiyorum. Fakat emin olduğum ve emin olduğum için de bildiğim tek şey varsa o da şu:…
Dirim Ortaklarımız #1 – Bazı Türkçe Şarkılar ve Sözleri
Bu Son Olsun şur’da da bahsettiğim içkili muhabbet akşamından sonra değişmez şarkımız, dirim ortaklarımızdan biri haline geldi. Değişmez şarkı, dirim ortağı olma nedeninden bahsetmek istiyorum sizlere bugün. (2 sene geçmesine rağmen yazının üstünden, bugün bile aynı şekilde hayatıma dokunması ise ayrı başlıkta tartışılabilir.) Öncelikle, yaradılışımız gereği üzünçlü gençler olduğumuzdan, üzünçlü yetişkinler olacağımızdan, üzünçlü yaşlılar olacağımızdan… Hatta…
Kafama Göre Şarkı Çevirileri #3 – “Littlest Things – Lily Allen”
Bu da neyin motivasyonu bilmiyorum. Sabaha kadar çeviri yaptığım yetmiyormuş gibi bir de “kafama göre” olanını, Türkçe’ye çevirmekle uğraşıyorum hahaha. Aslında çok da uğraşmıyorum belki. Kafama göre diyorum da dünyada böyle çevirileri zor bulursunuz yani. (9.9 =P) Bazen de böyle. Hani en sevdiğiniz çevirmenden çok iyi bir romanı okuduğunuzu düşünün, zaten onu çok iyi yapanın…
Bir Sanatçıyı Sevme Devinimleri
Bir sanatçıyı sevmek, ne acayip diyorum. Esasında sevgi bitmiyor, başka yerlerde başka şekillere bürünüyor, metamorfoz geçiriyor. Bir sanatçıya âşık olmak demiyorum, sakın ha! Bir sanatçıyı sevmek diyorum. Ne acayip! Sırf onları seviyorlar diye aşklara karşılık vermeden, bir mühendisi sevmeden, doktor fantazilerinden, yataklı vagonlardan, tren jetonlarından, kemençeden, mor silgilerden de bahsetmiyorum. Çok zor ve yıpratıcı bir şey diyorum bir sanatçıyı sevmek, a…
Dijital çağın yontma taş devri: Mağaraya çizilen resimler, haberleşen ve tüketen insanlar = Instagram
Tarihi devirler yazının bulunmasına göre tarih öncesi ve tarihi devirler olarak ikiye ayrılır. Düşününce üst başlığı tarihi çağlar/devirler olan bu şemanın, yazının bulunmasından önceki döneme göre “TARİH ÖNCESİ” denmesine karşın, yazının bulunmasından sonraki döneme tekrardan “TARİH ÇAĞLARI” denmesi biraz abes duruyor. Aşağıda göreceğiniz tablo aslında biraz eskidi. İnternet’in bulunmasıyla artık DİJİTAL ÇAĞ’a girdik ve bu…
Notlar, Şarkılar, Arkadaşlar – Kısa Kısa #23
*Bazı notlar alıyorum, bu da yeni bir öykü yazacağımın habercisi. Buraya koyacağım kimilerini ki unutmayayım veya -nin ise ne kadar anlamsız olduklarını baktıkça hatırlayayım diye. Birini şiir gibi almışım, pikniklerden bahsediyorum sanırım: “Bizde örtüyü ben getirirdim. Anca saça atılan renk olabildim Gerisi unutuldu gitti” Yeşil bir not, kırmızı üzerine. *Genelde aldığım notların, neyi hatırlatması gerektiğini…
Son Bir Mor Tombala Yemeği
6 sene sonra okumak istediğim şu cılız kitabı elime alıyorum. Okuyorum. Okudum hatta. Ne de çok şey değişmiş, ben okumayı öğrenmişim bu süre zarfında. Diyorum. Hatta dedim. Bu sıska kitabı benden önce de kimileri okumuş, altını çizmiş. Eğer altı çizili kitap bulursam ben de çiziyorum. Yanına-köşesine, çiçekler, kelebekler, kalpler, bebekler hatta yıldızlar bile koyuyorum. Ama…
Birini Tanımak Üzerine –bi’ Proust Yazgısı
Proust’u okumaya çok var. Proust’u okumaya ve onu hakkını vererek okumaya hâlâ çok var. Okuyup anladıklarını, hakkını verebildiklerini düşünenler önünde saygıyla eğilsem de kendim için çok var.Zaman var. Okuma eyleminde en mühim şey de bu zannedersem, okudukça, neyi okumanın zamanı olduğunu, neyi şu anda anlayamayacağını, neyi tekrar okumanın zamanın gelip geçtiğini kestirmek, kestirebilmek ve eleyici…