Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

Neil Gaiman ve Kuzeni Helen ve Öykücülük Hakkında

Bunun ne kadarı gerçek bilemiyorum. Birçok yerde sözlü olarak da anlatmasına rağmen işi ajite ediyor da olabilir. Neil yetenekli bir yazar olduğundan bu lafları pekâlâ uydurmuş, uydurarak yazmış (hatta birkaç videoda da anlatmış), dediğim gibi çok güzel uydurmuş olabilir. Bilemiyorum. Fakat emin olduğum ve emin olduğum için de bildiğim tek şey varsa o da şu: Uydurma yahut değil, o kadar güzel bir anlatımla, o kadar güzel özetliyor ki önemini öykünün ve bununla birlikte değişen hayatları, pek de önemi kalmıyor başka hiçbir şeyin gayrı.

“Kuzenim Helen -ki şimdilerde kendisi 90’larında- II. Dünya Savaşı esnasında Warsaw’da bir Yahudi kampındaydı. Kamptaki öteki kızlarla birlikte her gün dikiş dikmekle hükümlüydüler. Ve o zamanlar eğer bu kamplardan birinde bir kitapla yakalanırsanız şak diye idam cezasına çarptırılıyordunuz. Tam da o ara Rüzgâr Gibi Geçti‘nin bir kopyası Helen’ın eline geçmişti. Her gün uykusundan 3 yahut 4 saat feragat ederek kitabı okur, ve ertesi gün de, belki bir saat civarında, kızlarla dikiş dikerken onlara okuduğu kısmı anlatırdı. O kızlar bir öykü için ciddi ciddi ölümü bile göze almışlardı. Bu hikâyeyi kendi anlattı ve nihayetinde yaptığım işin daha da önemli olduğunu hissettirdi bana. Çünkü insanlara öyküler verebilmek lüks değil, hayat memat meselesi haline gelebilecek üç beş şeyden biri.”






Not: Bir sonraki yazılar şu minvalde gelecek diye umuyorum en kısa sürede,
“Kısa Kısa”
“Tesadüfler”
“Dirim ortakları #2”
“Türk Öykücülerinden Alıntılar (ve psikolojik çözümlemeleri)”
“Neden Müzik Kutusu Derler Bana”
“Calvino”
“Cem Karaca Aslında Ne Demek İstemişti?”


Gerçi bunların biri ya da birkaçı iç içe girip gene o hiç sevmediğiniz uzun yazılara da dönüşebilir. kıh kıh.
Görüşmek dileğiyle.

, ,

One response to “Neil Gaiman ve Kuzeni Helen ve Öykücülük Hakkında”

  1. […] giren Calvino isminin blog’da geçtiği ama pek de kendisi ile ilgili olmayan yazılar: 1, 2, 3, 4. (Bu son yazı aslında biraz da romantik ner’den baksan, denk geliş açısından yani […]

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Translate »