Edebiyat dedikodularını, normal dedikodular gibi severim, hatta biraz daha çok severim çünkü Oscar abimizin dediği gibi: “Her dedikodu, kötü bir kesin bilgiye dayanır.” Bir şekilde okuduğum ve özellikle sevdiğim yazarların günlüklerini okumak beni inanılmaz keyiflendirir, hatta birçok yazarın günlükleri diyebilirim ki yazdığı ne idüğü belirsiz kitaplardan ihyadır. Mektupları eğer o “büyük” aşklarına değilse inanılmaz doludur,…
İlk Ne Zaman Başladı?
Otobüsteyiz. Koskocaman, şişme, mavi, kat kat montumu çıkarmaya utanırdım. Nedense utanırdım. Pişerdim, yanardım, terlerdim, soğuğa çıkınca da hasta olurdum. Annem kızardı, babam yine hasta olduğum için dalga geçerdi. (Bir kere bile sormazlardı nedenini, ben de bir kere bile söylemezdim.) Yine de o allahın belası montu çıkarmazdım. Rahatsız etmekten yanımdakini, ona kolumu filan çarpmaktan, istemeden de…
Dostoyevski ve Kıskançlık – Kıskançlık Tiradı
“Kıskançlık! ‘Othello kıskanç değil, karşısındakine inanan bir adam,’ diyor Puşkin. Yalnız bu sözler büyük şairimizin zekâsındaki olağanüstü derinliği göstermeye yeter. Othello’nun ruhu ezgin, ideali mahvolduğu için hayat görüşü alaboradır. Gene de o gizli gizli casusluğa, gözetlemeye kalkışmaz; içi inanç doludur onun. Aksine, ihanete inandırabilmek için, onu büyük bir zorlukla sürüklemek, itmek, körüklemek gerekir. Gerçek kıskanç…
Asr Suresi’ndeki “Asr” Mefhumu
Kim derdi ki böyle bir yazı yazacağım. Aslında bahsedeceklerimin bir sınırı olduğundan değil, ama yazmaya değer bulduğum o kadar az şey var ki, özellikle de buraları o kadar az kişi okuyor ki, kim derdi ki bunda bir mana bulup, üşenmeyip, şu zamanda bunları yazacağımı. Minikçe, bahsetmek istiyorum, surenin kendisi gibi olacak. Şimdi “asr” kelimesi Arapça’da…
Ben ‘nanemi Özledim
Günümüzde insanlar mutluluklarını fotoğraflıyor, mutsuzluklarını ise kelimelere dökmeye çalışıyor. * Oysa bu dünyada yalnızlığı en iyi bilenlerden biriyim, kuzeni bile olmayan insanlar, hep başkasını bekleyen insanlar, yalnızdır bir şekilde. * Annemin bazı kalıplaşmış sözleri var, hep kulağımda: “Bela okuma!” “Ben herkes değilim, beni başkalarıyla karşılaştırma!” “Sen ibne ne biliyor musun ki diyorsun millete?” “Yapışma!” “Kardeş…
T2’yi neden sevdim?
Ben Trainspotting ile ilgili bir yazı yazmıştım, hatta o mor ayakkabılardan istemiştim sizden, hatta sanırım Evren ve Mathilda buluruz yahu demişti tam hatırlamıyorum, ve elbette Perfect Day ile bitirmiştim yazıyı çünkü o zamanlar müzik ile bitirmek gibi bir takıntım vardı. Şimdi o yazının linkini veremeyeceğim, aslında verecektim ama bulamadım, ve gene aslında çok da aramadım….
Kitap Arasında Gülü Kurutma Sanatının Söyledikleri – Kısa Kısa #22
*Bu kitabı yıllar önce almıştım, Kebi aeliy sökekten. Bütün İstiklal Caddesi’nin kıskandığı o sarılmadan sonra İkinci kez gül aldığım birine, Okumaya başladım. İkinci kez gül aldığım kıza da, ikinci kez gül alınıyordu. İlk buluşmamızda da aynı renkte kıyafetler giyinmiştik bilmeden Ve bana sormuştu: “Yani, çok saçma ama ben bunlara mânâ yüklüyorum, saçma di mi?” Çok…
İki Haftadır Dilimde
Sen artık güncesin blog, ara ara seni terk etsem de ilk günkü ihtişamını koruduğun için sana teşekkür ederim. Günce. Bir zamanlar sahaf açarsam koyacaktım bu ismi, yayınevi de olabilirdi, kızım olursa da koyabilirdim. Artık başka isim buldum ona, onu koyarım belki. Belki, kedim olursa ona derim, belki de sadece blog’un adı artık günce olur. Şunu…
Tiyatrodan Nefret Ediyorum ve Senden De
Bu hafta yine kültür mantarlığı yaptığım bir dönemi geride bıraktım, yani aslında hafta bitmedi evet, ama bana bu kadarı yeter. Pek sevgili “kardocum”un (asdfhugklg) baskısı üzerine IKSV kapsamında nefis bir filme gittim. Ve onun verdiği aşkla da, birkaç gün sonra dediği, “Talimhane Tiyatrosunda Lorca oyunu varmış, Kanlı Düğün, herkes geliyor, gidelim, sen de gel”ine karşı…
Closer Üzerine Pek de Gerekli Olmayan Bir Yazı
Birçok ünlü yazarın dediğine göre, yazma işinde ustalaşmak için sadece paslanmamak adına bile olsa, her gün bir şeyler karalamak lazımmış. Nasıl ki her idmanda bir basketbolcunun -ne kadar iyi olursa olsun- şut çalışması gerekiyorsa, ve bu çalışmalarını hatta bazen maç içerisinde tam olarak gösteremese bile, çalışmadığında daha kötü olacağından ötürü bu disiplini kendine edinmesi gerekiyormuş….