Yeni bir şeyler karalama zamanı. Eğer hayattan bir şey isteyebilseydim, o da bir şeye, bir şeylere kıymet verme ihtimalimin artmasını istemek olurdu. Kıymet vermemin artması demiyorum dikkat. Ne zaman bundan, çok değil, yirmi-otuz sene önceye ait bir film izlesem, bir şey okusam, düşünsem, o zamanın zevklerinin insana yetinme duygusu verdiğini, bir şeylerin değerinin bilinmesinin en…
5 Adımda “Orası Ayrı” Ekolü
Gene kudurdum ve artık dayanamayacağımı anlayınca şuraya minikçe bahsedeyim istedim. Hastalık derecesinde kullanılan şu kalıbı artık milletçe bırakalım. Kusasım, öğüresim geliyor gördükçe. Kanıyor gözlerim. Kimler tarafından dilimize pelesenk edildiğine girmeyeceğim, çünkü ORASI AYRI, ORASINI AYRI KONUŞURUZ. — Meseleye elbette dil olarak bakıyorum ve baktıkça çıldıracak gibi oluyorum. Herkes, ama gerçekten HERKES, bu kalıbı -özellikle son…
7 Yılın Ardından
Resmi olarak bu blogu açalı 7 sene olmuş, hatta geçmiş bile. Şimdi gelin oturun şöyle -heeeh, şöyle- size birkaç şeyden bahsedeyim. Daha önceleri başka ortak blog çalışmalarımız olmuştu birkaç kişiyle-epey küçüktük ve yazmayı pek bilmezdik, güzel günlerdi. Başka bloglara misafir yazar olarak da yazdım bir süre, hatta kimsenin bilmediği, başka bir takma adla yazdığım seyahet…
Cennet Sendromu
-Bir anda Esmerelda oldu senin için yani. -Bilmem, bana su verdi. Daha önce kimse bana su vermemişti, aynı bardaktan hem de, tiksinmeden içtim. -Şu bardak mı? -A-ha. -Sonra? -Sen cennet sendromu nedir bilir misin? Bu aslında psikiyatrla– -Yani ne alakası var şimdi bunun konuyla, detaylarda çok boğul– -Dur bi’ dakika. Dinle. Bak, bu cennet sendromu…
SANAT ANLAYIŞINI SİKEYİM
Bu blogda da birçok kez belirttiğim gibi, hayatımda bazı dönüm noktaları oldu. Bazı kararlar aldım, bazı kararlarımı uygulayabildim. Tam karar olmayanları uygulayamadım. Açıkçası zaten önemli olan kararları alabilme aşamasıydı, ve ondan sonrası hep biraz kolaydı. Şu an hayatımın öyle bir noktasındayım ki, artık karar almamaya karar aldım diyebilirim. Her şey önceleri çok kolaydı. Kimileri bunu…
Gerçek Hayatta Geçen Sürreal Diyaloglar.
– Sonra işte Yaz Gecesi diye bir öykü okumuştuk sınıfta, ben o öyküyü pek güzel çözümlemiştim de, hocam, “Bu çocuk olur,” demişti o günden sonra benden bahsettiklerine. Şimdi o çocuğa ne oldu Ness? Hayat. O artık yok. Çok üzücü değil mi sence de? – O çocuk ner’den gelmişti ki? Sokağa oynamaya gitmiştir, akşam olunca eve döner….
Midem
Bir şekilde dönüp dolaşıp insan olmanın getirdiği bütün o zavallılıkların başladığı yere geri dönüyorum. Hep aynı düşünce içimi patlatıyor, parçalamıyor. Kalp atışlarımda aynı soru. Bu nasıl başlıyor, nasıl geçiyor bilmiyorum. Hasbelkader hayata geldim, ve bir süre sonra hayatta olmayacağım. Şimdi bunu bilerek yaşamak nasıl mümkün? Ne yapmalı, nasıl, kim için; hayatta hiçbir şey yapmadan yaşayan…
-Güzel Günler Bizi Bekler
Şimdi size bu yazıda öykü yazarken geçtiğim evrelerden bahsedeceğim. Öncelikle mükemmeliyetçi bir yapım var. Yani, bir işi ya kusursuz yapmalıyım ya da yapmamalıyım. Bunu övünmek için filan söylemiyorum inanın, ki bu gerçekten hayatımı her anlamda zorlaştıran bir durum. Ama sadece yazarken oluyor, ve yine ama yazıdaki mutsuzluğumun gerçek hayatımı da bir şekilde etkilediği kesin. Ancak…
03.38 – Zamanın Neresindeyim?
Tam olarak kimi araştırıyordum hatırlamıyorum. Hatta araştırıyor muydum, yoksa okumam gereken bir metin miydi, bir romanda mıydı bilmiyorum, İngilizce’ydi ona çok eminim. “Klişe” diyebileceğimiz laflardan esasında; ama tam hatırlayamadığım, ve not da almadığım için (ben artık not da almamaya başlamışım okurcum, gör halimi, bitmişim ben) çok saçma olacak şu anki sallama çevirim ama: “Buradayken buradayım,…
Bir: Sorun Etmek ve İki: Nereye
Geçenlerde arkadaşla sahildeydik. (“Arkadaşla”, kim bu arkadaş?!!!! Tanımazsın. İsmi ne!!111!!) İnsanın bilime veya sanata adayabilmesi için kendini, bir şeyleri sorun etmesi gerekir kendine, dedim. Sorun edilmeyen yerde ikisi de olmuyor. Biri, çocuğunu izlerken, aynada kendini ne zaman fark edeceğini “sorun eder”, ve bunun üzerine çalışmaya başlar, ve bu sorun edene eşlik eden bir beş kişi…