Öncelikle şunu söylemeliyim ki kendisinin büyük bir hayranıyım. Daha önce kimseye belirtememişken (belki de laf arasında ağzımdan kaçırdığım olmuştur) şimdi söylemek istiyorum garip bir şekilde. Hatta Modigliani’ye ne çektirdiyse kendisinin daha çok çekmesini dilerken bile daha çok hayran olmuştum kendisine. Yaşadığı dönemde pek gıcık bir herif de olsa, kendime hep yakın bulmuşumdur çünkü onu. “Çünkü”; onu anlayabiliyorum….
Sıcak Havada Bekleniş
“Bu sırada hiçbir şey önemli değildi. Tüm yaşam havaydı. Yorgun bir alında, yumuşak ve okşayıcı bir kadın eli gibi olan serinliğin beklenişiydi. Sıcağın orta yerinde olayların hiçbir anlamının bulunmadığı bir bekleniş.” Bu kadar ince ruhlu olunur! (Hey düşününce “naif” Türkçe bile değil bir kere! Kırgınım sana naif! O kadar da severdim halbuki! Fransız özentisi gibi…
Ama… #1
Şöyle şeylerin “seri”sini yapma fikri bile insanın içini bi’ kıpır kıpır ediyor. Zaten bizi anca fikri kıpır edebiliyor. Bizim gibileri yani..
Kısa Kısa #18 – (Sinirli, Sevecen ve Unutmayan Bir Kısa Kısa)
* Sürekli acı içinde yaşayan insanlar varken (çok ciddi anlamda varken); hayatı boyunca elle tutulur hiçbir acısı olmayanların, bir o kadar acıdan bahsetmesi ve hatta ağızlarından bu kelimeyi düşürmemesi ne kadar üzücüdür, bir düşünürseniz eğer. Bu tip insanların bir özelliği de yeni yeni acılar yaratırlar kendilerine, “acı” kisvesi altında olmayan dertlerini de pahalı bir kafe…
“C” ile başlıyor!
-Esma’ya- -Hey, merhaba! (Çok içten, çok tatlı bir çocuk görmüş gibi sesi incelterek.) -Merhaba! (Çok salak bir büyük, sanki küçük bir çocuğa işte küçük bir çocukmuş gibi numara yapmaya çalıştığını anladığındaki gibi bir merhaba.) -Adın ne senin güzelim? (Büyüdü hemen.) -Esmaa. (Sondaki “a” öyle, uzun.) -Güzel Esma, kaç yaşındasın bakalım? -6. Ama çok yakında, yani…
Sarışın Röportajcı Kadınının Saçma Soruları ve Bir O Kadar Saçma Yanıtlar
-Nedir bu kendine verdiğin önem böyle, söyle bakayım ha? -Böyle bir iddiam hiç olmadı. Kendimi sevmem ben. -Neden bir anda çekip gidiyorsun girdiğin hayatlardan? -Çekip gitmek olmazdı bir anda olmasaydı sanırım. Ayrıca her şeyin bir nedeni vardır, olanlar birikmiştir. Veya şöyle bir düşünürsün sana yapılanları, yapılamayanları… Göze alınanları, alınamayanları vs. Ve gidersin. Herkes gibi. Aşk…
Bazılarından, Bazı Kayda Değer Alıntılar*
“Saksağanlar, saksağanlar benden bir şey çalamazsınız. Her şeyimi veriyorum size.” “Sen kendini hiç beğenmiyorsan, herkesin seni ne kadar beğendiğini dinlemekten daha sıkıcı bir şey olamaz.” “Ne kimseyi seviyorum, ne kimseden nefret ediyorum; ne şunu aldatmak, ne berikinin ardına düşmek istiyorum; ne şununla şakalaşmak, ne de ötekiyle eğlenmek istiyorum.” “Bu gölge satılık değildir.” “İyiliğin ne olduğunu…
Don Kişot’un Öz’ü
Hayranı olduğum karakterin aynı isimli kitabında geçen, bana göre temel cümlesini ya da ana fikrini ya da “öz”ünü söylüyorum: “Don Quijote bütün bunlara inandı ve isteneni yapmaya hazır olduğunu bildirdi…“ İnandı ve bütün bunlarayı aynı cümle içinde kullanabilmektir zaten aslolan. Evet.
“Her Şeyini Kaybetmiş, Umutsuz Yaşlı Adam ile Ona Hayat Veren, Hayalperest Küçük Kız Hikayeleri”nin Fotoğrafı
Kısa Kısa #17
* Sigara içenlere 2. sınıf insan deyip; sigara içmeyen ama önüne konan yemeği seçen, çöpe döken, ona bokmuş gibi bakan şımarıklar… Siz benim gözümde 5. sınıf insan bile değilsiniz. Bunu bilin de… (Umarım ileride açlıktan geberecek pozisyona düşersiniz de, görürüm sizin çükünüzü!) * Sürekli “Ondaaan sora” (Ondan sonra) diyen insan! Seni hiç sevmiyorum. *…