-Esma’ya-
-Hey, merhaba! (Çok içten, çok tatlı bir çocuk görmüş gibi sesi incelterek.)
-Merhaba! (Çok salak bir büyük, sanki küçük bir çocuğa işte küçük bir çocukmuş gibi numara yapmaya çalıştığını anladığındaki gibi bir merhaba.)
-Adın ne senin güzelim? (Büyüdü hemen.)
-Esmaa. (Sondaki “a” öyle, uzun.)
-Güzel Esma, kaç yaşındasın bakalım?
-6. Ama çok yakında, yani 2 ay kadar sonra 7’ye gireceğim.
-Ouvv epey büyüyeceksin o zaman!
-Evet, 7 yaş önemli. Benim haricimde bizim okuldaki hemen herkes 7 yaşında. Sinir bozucu biraz, küçük olmak.
-Öyle deme. Ne burcu oluyorsun sen?
-Oğlak sanırım. Annem ve kız kardeşim de oğlak. Ama babam başak.
-Vay canına! E, peki madem iyi anlaşıyormuymuş bu burçlar?
-Anlaşıyorlar bence. Ama anne-babam ne kadar anlaşsalar da karı-koca olduklarınden öncelikle birbirleri için, mecburen anlaşamıyorlar. Evlenip çocuk sahibi olunca bir şeyler bitiyor sanırım. En azından bizimkilerde öyle.
-Ho-ho! Sen nerelerden öğrendin bu cümleleri böyle? Televizyondan mı?
-Evet. Hep çıkıyorlar ve aynı şeyleri tekrarlıyorlar. Aslında bu soruna “hayır” derdim ama bir daha görüşmeyeceğimizin rahatlığıyla “evet” dedim. Yoksa utanç verici bir olay televizyondan duymak ve başkasına tam olarak bilgi sahibi olmadan anlatmak.
-Hey küçük bir kıza göre çok fazla şey düşünüyorsun Esma. Bu büyümüş de küçülmüş havalarını pek sevsem de senin üstünde pek durmuyor sanki?
-Olabilir… (Burnunu döndü)
-Hey, hey baksana. Çok acayip bir şey buldum. Benim adımı tahmin etmeye çalışsana! Hadi, hadi, hadi!
-Ozan?
-I-ım.
-Kerem?
-Hayır.
-Berk?
-Değiil!
-Tamam bilmiyorum. Bir ipucu ver!
-“C” ile başlıyor!
–Mehmet!
-“C” yahu, “C”! böyle bak! (O sırada eliyle C harfini gösterir.)
-Kerim!
-Sen benimle dalga mı geçiyorsun ufaklık? C diyorum. Mesela Cemal, Ceyhun, Cezmi, Cemil, Ceride gibi.
-O zaman Deniz mi adın?
-Pff.. Tamam son harfini de söylüyorum: “N”
-Serdar!
-Off off sen inadına mı yapıyorsun. Baş harfi “C”, son harfi “N” dedik allah aşkına sen bana inad… Ah tanrım!!! Küçüğüüüm! Ah, aklımı kaybetmiş olmalıyım. Daha yeni okula başladın sen! Ve büyük ihtimal daha çizik atıyorsun sayfalar boyunca defterine düz-yamuk-ters… Veya… Veya… Neyse işte, çok özür dilerim güzelim. Benim adım C.n işte. Of tanrım, çok utandım. Nasıl dükkana geri döneceğim, nasıl seni bırakıp gideceğim şimdi?
-Basbayâ! Arkanı dönüp gideceksin ve bir daha bu olayı keza beni hatırlamayacaksın. Herkes öyle gider ve başından geçenleri, hayatına giren insanları pek veya hiç hatırlamaz.
-Öyle mi dersin?
-Evet.
(Neredeyse çok benzeri yaşanmıştır.
Gördüğün gibi ben unutmadım. Seni uçak yapıp uçuruşumu ve bundan hiç hoşlanmayışını da. Bu hikâyemizi daha özenerek bir gün yazacağım. [Bu özenmeden; yazmak için; unutmamak için oldu biraz.] Ne zaman olur o konuda söz veremem; hemen hiçbir şeyde söz veremeyişim gibi. Ama hikâyeleştirerek yazacağım mutlaka, sadece diyalog değil! Ve her iddiasına girerim ki o da çok naif olacak. Umarım beni hatırlarsın küçük ve küçük olduğu kadar da o kızların en güzellerinden biri olan Esma!)
Zamanı gelmiş mi sanki? =) Hatırlamayacaksın demiş ya cadı, unutamazsın işte. =)
Esmaaa'nın hikâyesi buracak içleri, belli şimdiden.
Yorum da atarmış hahaha.
Yahu dedik ama buna benzer bir şey olmadı yazacağım hikâye ama bazı diyalogları kullanabilirim sanırım. Kısmet hep bunlar =(
Dünya da gaz bulutuymuş bir zamanlar =)
Kısmet tabii hep bunlar; ama olsun hikâyenin esin kaynağı tatlı cadı =)
sürprizbozan alarmı [C*n] :)))
=PP