Çok Sevgili Bay, Felsefenin aslında tek bir sorunu olduğunu, bunun da intihar olduğunu söylediğinizi biliyorum. Çok da haklı olduğunuzun farkında olduğumu belirtmek isterim. Demeliyim ki siz göçtükten sonra, çok şey değişti bu dünyada. Öncelikle cep telefonu diye bir şey çıktı Albertciğim. Bu cep telefonlu insanlar, çok çabuk ürüyorlar….
Bi’ Hikâye Daha Güzel Bitebilir Mi?
Karısı, “Dışarıya mı çıkıyorsun sevgilim?” diye sordu. “Biraz hava almak istiyorum,” dedi doktor. “Nick’i görürsen annesinin onu görmek istediğini söyler misin ona, sevgilim?” Doktor sundurmaya çıktı. Tel kapı ardından pat diye kapandı. Kapı pat diye çarpınca karısının soluğunu tuttuğunu unuttu. Perdeleri inik pencerenin dışından “Afedersin,” dedi. “Ziyanı yok, sevgilim,” dedi kadın. Sıcakta avlu kapısından çıktı….
Siz de bıkmadınız mı?
Bu tip “basit” başlıklar ve başlangıçlar son derece basit insanlar için atılır. Onlar hakkında yazı yazmak bile onların istediği bir şeydir aslında ama yine de kendini tutamazsın. Milyon dolarları alıp götüren adamların, sanki ihtiyacı varmış gibi yaptığı gösterileri vizyona sokması ne kadar normalse, çocuklarını medya malzemesi yapıp, bundan yeni çıkaracağı film, albüm, oyun veya kitabı…
Harflerin Hatırlattıkları #3
Ahmet Haşim: Yürüyen merdivenleri görememesi sevindiren. Bertolucci: RdN’nin verdiği “I will love you forever,” cevabında gizlidir. Cahit Sıtkı Tarancı: Hakkı “35 yaş şairi” ile sınırlandırılamayacak olan. Çehov: Gogol! Donna Donna: Sebepsiz, tercüme ile aktarılamayacak hüzün. Eric Bana: Hani bana diyormuş kızlar, o derece =( Fabl: Svevo! Gene Hackman: Unutulmaz =( Hesher: İnanılmaz deli film. Italo…
Çavuşoğlu’na
Asaf Halet Çelebi Galt’s’ray şiirinde “Ebedî vakansta çocuk olamayacaksın artık.” der. İnsan bi’ burulur. (İnsanı bi’ burur.) “Çocuk olamayacaksın artık.” çok büyük&üzücü&kırıcı bir laftır. “Neden olamayacakmışım ki?” diye atılır benim gibiler. Zaman geçtikçe biraz daha anlaşılır. Geçenlerde çocukluğumun en güzel günlerinin geçtiği, Dost İnternet’in gidiş yoluna göre solunda kalan Çavuşoğlu’na yürüyordum. Bizim saha kapanmış. Yerini…
Ama… #4 ve Bir Alıntı
Onu bunu bırakın da, alıntı bu filmden değil, bir kitaptan. Ama ne kitap! Yani “ama ne kitap” dediysem sizi bilmiyorum fakat bilmem kaç sene önce dediğim bir laf gibi, sırf bu tip cümleler için bile sevebiliyorum ben kitapları, tamamı güzel olmasa da olabiliyor. Neyse, şöyle: “Bizi -bundan sonra- düzeltse düzeltse sahici bir karamsarlık düzeltir.” Piuvv..
Ama… #3
“Duquesne Whistle” ile sokaklarda tarz tarz yürümek -sanki klip çeker gibi-
Sesi gitgide Tom Waits’e benzedi bizim Bob’un. Rahatsız olabilir bazıları ama benim garip bir şekilde hoşuma gidiyor. 71 yaşında 34. stüdyo albümünü çıkarıp, eli cebinde, kafasında garip (hasır?) şapkasıyla sokakta tarz tarz yürümektir Bob Dylan. 34 albüm boyunca 80’lerin ortasından sonra birkaç şarkıya özel klip çekmektir. Bu alttaki de yeni şarkısı. Duquesne Whistle. Melodileri, klibi,…
Tostoparlak Tavşan
Bir adam yuva edinmiş kendine gözleri ıslaklıkla çalınıyor diyor ki seni üzen ne? O sırada göğsünden rengârenk çizgiler kalkıyor susuyor bir çeşmeye varıyor su yerine kan içiyor, akan kanlar oluk oluk bir başka ciğere doluyor, bir adamı kurtarıyor kan bir bakış kazandırıyor, beriki çocuğuna sarılıyor -aferin ona.- Kan dağılıyor ve insan oluyor, kan insanı kaldırıyor…
Kadın vs. Erkek #2 (Nadal vs. Graf) – Benimle Evlenir Misin?
Serilere devam edelim dedik dedik, bak ne oldu şimdi? Bu serinin ilkini daha demin yazdığım ‘ilk’e tıklayarak görebilirsiniz. (Onu bunu bırak da yıl 2010 iken ne de hevesliymişim bir şeylere neyse.) Bu sefer farklı ama. Facebook-Twitter gibi çok çok fazla geçici, salak dedektörü (bak bu tanım hit olur) ve sıkıcı şeyleri kullanmadığımdan, bu video sürekli…