Yaz, yağlı saçtır. Yaz, terdir. Yaz, pis kokulardır. Yaz, sivri ve garip sineklerdir. Yaz, karıncadır. Yaz, sidik kokusudur. Yaz, nemdir. Yaz, nefes alamamaktır. Yaz, öğlenleri evde oturmaktır. Yaz, gece de olsa karanlığa saklanamamaktır. Yaz, sonradan boşanacakların evlenmesine seyirci olmaktır. Yaz, çocuk sesidir. Yaz, korna sesidir. Yaz, gürültüdür. Yaz, kalabalıktır. Yaz, ergendir. Yaz, laf atmadır. Yaz,…
Kısa Kısa #19
*6 ayda bir yazıyorum sanırım kısa kısayı. Baktım en son ocakta yazmışım peeh =( *Tek hücreli bir canlıdan bile daha küçük “şeyler”in beni bu dünyada var ettiğine inanma fikri içimi ürpertiyor. *Şu yazının fotoğrafındaki gibi albüm kapakları da var sevgili bilogçular, okurlar, insanlar… Bir de kendi fotoğrafını (hatta şuna suratını diyelim) kapak yapan ucuzcular da…
Şucümleyiokurkenhissettiğimşeyisendehissedebiliyormusun?
“İki servi arasındaki bulut, adama benzedi. Biraz daha sarhoş olsaydım, biçiminin ruhumu andırdığını düşünürdüm.”
“Alın Tabletlerinizi, Başlayın Okumaya…”
Okumak önemli şey. Mesela bugün bu yazıyı görmemiş olsaydım, birinin, daha önce dediklerini tekrar etmiş olacaktım belki birkaç seneye en fazla. Belki de Ahmet Cemal de birinin başka bir dilde daha önce dediklerini demiştir en kötüsü; en iyisi, düşündüklerini, demek istediklerini demiştir belki… Her neyse. Elbet karşı çıkanlar olacaktır, özellikle bu özelliği kullananlar… Hatta abartarak:…
Bazılarından, Bazı Kayda Değer Alıntılar #2
“Bağımsızlığı bencillik sanıldı.” “Gözüne çarpan ilk mektubun üzerinde …’nın el yazısı vardı. İçinde neler olduğunu biliyordu -yalnızlık ve hüzün dolu bir monolog, yabancı olmadığı sızlanmalar, deşilen anılar ve bir yığın ‘acaba’lar- …’ya ilettiği unutulmaz yakınlık artık sanki başka bir çağa aitti.” “Kıskanmamıştı -kız onun için önemsizdi- ama zavallı davranışıyla …’ın içindeki inatçı ve bencil tüm…
Dada’nın veya Dadaizm’in Kendi Tanımı
“Dada hiçbir şey hissetmez, bir hiçtir, hiç, hiç. Sizin umutlarınız gibi: Hiç. Cennetleriniz gibi: Hiç. İdolleriniz gibi: Hiç. Siyaset adamlarınız gibi: Hiç. Kahramanlarınız gibi: Hiç. Sanatçılarınız gibi: Hiç.”
Picasso
Öncelikle şunu söylemeliyim ki kendisinin büyük bir hayranıyım. Daha önce kimseye belirtememişken (belki de laf arasında ağzımdan kaçırdığım olmuştur) şimdi söylemek istiyorum garip bir şekilde. Hatta Modigliani’ye ne çektirdiyse kendisinin daha çok çekmesini dilerken bile daha çok hayran olmuştum kendisine. Yaşadığı dönemde pek gıcık bir herif de olsa, kendime hep yakın bulmuşumdur çünkü onu. “Çünkü”; onu anlayabiliyorum….
Sıcak Havada Bekleniş
“Bu sırada hiçbir şey önemli değildi. Tüm yaşam havaydı. Yorgun bir alında, yumuşak ve okşayıcı bir kadın eli gibi olan serinliğin beklenişiydi. Sıcağın orta yerinde olayların hiçbir anlamının bulunmadığı bir bekleniş.” Bu kadar ince ruhlu olunur! (Hey düşününce “naif” Türkçe bile değil bir kere! Kırgınım sana naif! O kadar da severdim halbuki! Fransız özentisi gibi…
Ama… #1
Şöyle şeylerin “seri”sini yapma fikri bile insanın içini bi’ kıpır kıpır ediyor. Zaten bizi anca fikri kıpır edebiliyor. Bizim gibileri yani..
Kısa Kısa #18 – (Sinirli, Sevecen ve Unutmayan Bir Kısa Kısa)
* Sürekli acı içinde yaşayan insanlar varken (çok ciddi anlamda varken); hayatı boyunca elle tutulur hiçbir acısı olmayanların, bir o kadar acıdan bahsetmesi ve hatta ağızlarından bu kelimeyi düşürmemesi ne kadar üzücüdür, bir düşünürseniz eğer. Bu tip insanların bir özelliği de yeni yeni acılar yaratırlar kendilerine, “acı” kisvesi altında olmayan dertlerini de pahalı bir kafe…