Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

Neden herkes en az bir defa Candan Erçetin’in Harbiye konserinde bulunmalıdır?

Merhabalar dostlar,

Bu dostlar lafına çok uzağım ama gerçek ve içten bir dostlar bu, yapmacık değil. Hayata yetişmeye çalışırken yazılara yetişemiyorum. Gerçi bu ayın ikinci haftasından itibaren yazı bonbasına (evet, n) şimdiden hazırlıklı olun. Bunun için siteye üye olmayı, bildirimlerini açmayı falanfilan, of. Neyse o değil, DEĞİL, elbette, YANİ….. Bin senedir yazıyorum artık, ne yapacağınızı biliyorsunuzdur bence =(( Düzenli bakın ama. Haftada bir yazı gelecek bu ay. Söz. Bugün ise taze taze konserden çıkmışken size başlıkta bahsi geçen durumdan söz etmek istedim.

Bunun bi’ şekilde ritüelimiz hâline geldiğinden şurada ve şurada bahsetmiştim. Bu sefer değişiklik yapıp nedenlerini, hatta neden birden çok kez gidilmeliyi birazcık irdeleyelim diyorum:

1- Harbiye konserlerinin hepsinde o seneye özgün bir tema olur. Örneğin benim çok sevdiğim 4 mevsim teması vardı yılın birinde, şarkılar mevsimlerine göre söylenmişti. Başka bir zaman türlerine göre gitmişti. Bu sefer yasın beş evresi idi konu. Benim de şu yazılarda bahsettiğim, inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme olan hani. O kadar güzel seçilmişti ki şarkılar. Öfke evresi için seçilen “Ben Kimim” ve arkasında verilen deprem görüntüleri hepimizi dağıttı.

2- Neredeyse konserde söylediği her şarkı albüm kaydından güzeldir. Bunu her şarkıcı için diyemem ama Candan Erçetin için demin de dediğim gibi “neredeyse” bu böyle. Seyirciden özellikle çok güç alan bir sanatçı, çok yorgunken ve titrerken bile devam edebilmesini sağlıyor bu durum. Seyirci demişken üçe geçelim.

3- Harbiye seyircisi neredeyse bir futbol taraftarı gibidir. Sadıktır. En az yarısı iki ya da daha fazla konserinde bulunmuştur Candan’ın.

4- Her konserde bir sürpriz olur. Kimisinde Ceza gelir, kimisinde sürpriz bir şarkı çıkar. Bu sene beni inanılmaz üzen ve üzmesini çok ama çok sevdiğim Arada Bir idi konuk. Ve elbette albüm kaydından çok daha güzel bir performansla geldi.

5- Orkestrasının tanıtımı yeni nesil sanatçılar için örnek teşkil eder. En az 15-20 dakika süren sekansta her bir üye onurlandırılır, sololarını atar ve tanıtılır. Şef Nuri Irmak ile yaptıkları atışmalar ve şefin söylediği parçalar dağılan seyirciyi toparlar.

6- O sene kaybettiğimiz sanatçılar olduysa onları da unutmaz Candan. Sözgelimi, normal şartlar altında kemanı ile hafızalarda yer etmiş Mustafa Süder, klarneti alır ve solosunu Erkin Koray uğruna atar ve arka vokallerine MFÖ’den şarkı söyleterek Özkan Uğur’umuzu anar.

7- Sizi bekler ve beklediğini söyler, siz ise artık, Yeter, dersiniz konser çıkışı, bu son. Ve bunun son olmayacağını daha ağzınızdan çıkarken bilirsiniz. Belki birkaç konser atlarsınız -yapabiliyorsanız- ya da o gün tam manasıyla orada olmak için can atmadığınız, yağmurlu günlere de denk gelebilir bazı konserleri. Ama yine de bilirsiniz ki seneye yine gelecek, bu ritüeli tekrarlamak için seneye de sağ olmaya çalışacak, var gücünüzle yaşayacak ve artık bunun böyle olduğunu kabulleneceksiniz.

Bonus:

30 Eylül 2023 konserinin en güzel performansları yukarıda bahsettiğim Ben Kimim ve Arada Bir idi. Meğer de çok içli söylendi. Atlamayalım. Yalnız en komik an zannediyorum Vay Halime‘yi söylerken kızlara yaptığı uyarı oldu: “Normalde bu kısmı (Yarin huysuzluğundan bezdim bin kere//Kaynanamın dırdırından döndüm iğne ipliğe) kızlarla söylüyorduk, bakıyorum artık erkekler de çokça eşlik etmeye başladı. Kızlar, beylere biraz çok mu yükleniyorsunuz acaba?” Hâlâ gülüyorum.

Seneye görüşürüz!

 

,

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Translate »