Bunu seri olarak yapmayı tasarladım. İlk sayısında yer vereceğim konuysa kesinlikle nitelikli edebiyattan az anlayan insanlar. Bu kişileri bir milyon kilometreden seçebilirsiniz. Pek bir şey bilmedikleri gibi, çok şey konuşmaya çalışırlar. Durduk yere yazarlardan alıntılar yapıp, bir şey biliyormuş havalarına girmeye bayılırlar. Acınası bir durum. Bazıları vardır, iğreti durmaz; bazılarının yapmacıklıkları bellidir ya, onu diyorum…
Author: buster
James Joyce Hazretleri Bir Öyküsünde Şöyle Buyuruyor
“Her kim ki…” * Bayan Sinico düşüncelerini niçin yazmadığını soruyordu ona. “Neye yarar,” diye soruyordu o da, bilinçli bir aşağılamayla. “Altmış saniye süreyle bir düşünceyi tutarlı biçimde geliştirmeyi beceremeyen laf ebeleriyle yarışmak için mi? Ahlâkını polise ve sanatını galeri simsarlarına emanet etmiş budala bir orta sınıfın eleştirilerine kendini hedef etmek için mi?” …
Harry Potter’ın Sevilme Nedeni
Film hakkında konuşacağımdan, cevabım: Yardımcı oyuncuları. 3 adet ergenin yanında 10 sene boyunca rol kesen oyuncuları şöyle bir yazalım. Önce bir yazalım çünkü. Çünküsüne sonra geleceğim. (Herhangi bir sırayla yazıyorum yanlış anlaşılma olmasın.) Alan Rickman, Timothy Spall, Maggie Smith, Ralph Fiennes, Jim Broadbent, Julie Walters, Kenneth Branagh, Gary Oldman, Emma Thompson, Helena…
Şu Hayattaki En Tuhaf Meslek
Eczacılık. Daha doğrusu eczanecilik. Hiç anlam verememek bir yana, ne yaptıklarını da tam olarak çözebilmiş değilim. Para kazandırdığı kesin ancak kazandırdığı paranın ne kadar okumayla ilgisi var onu çözemiyorum. Bir insan doktorun yazdığı yazıyı anlamak için eczacı olmaz ya da bu onu eczacı yapmaz hatta yapmamalı. Gibi. Gidiyorum eczaneye, şu şu şu ilaçlar. Tık basıyor…
“Kitabı Kapağına Göre Yargılama” Saçmalığı Üzerine
Başlıktaki gibi sözler etmişse de bazıları, okumadığın bir kitabı ilk olarak kapağına göre değerlendirirsin. Bu şaşmaz çünkü okumamışsındır işte, adı üzerinde. Elindeki tek veri budur. Tanımadığın insanı gözlemleyebilirsin belki ama tanımadığın bir yazarı gözlemlemek ne yazık ki bedava değil. Satın alman lazım. İşte ben de yine “tam da bu yüzden” diyorum ki: “Madem kitap basacaksın/basıyorsun…
Bak Bunlar Çok Güzel
İnternette de yokmuş hazır, dursun bir köşede öylece sır gibi. Kim olduğunu bilen varsa beri gelsin, filtre kahvesi benden. “Eski, bildik gardıroplarımızın cilalı damarlarında, oyuklarında, budaklarında o günlerden kalma ne acılar var acaba? Onların üzerinde neredeyse dümdüz edilmiş, tanınmayacak derecede cilalanmış olan o eski çizgileri, gülümseyişleri, bakışları kim tanımlayabilir ki?” “Bu düşkünlükteki…
Al Sen De Büyüyorsun Gün Be Gün Acele, Küçük Bir Kızı Üzmeye
Sadece üstteki cümleyi yazmak da yeterdi sanırım. Sonra diyorlar ki neden Candan Erçetin, neden Mete Özgencil, neden Sezen Aksu. Tüm bu aşağıda yazılacak kelimeler, “Al” diye bir şeyi renk anlamında kullanmamalar, küçük eller, belki de ninniler, ezgiler için. Bunları yaparken nazik olabildikleri için. Durduk yere acı çektiren şarkılar diye bir terim varsa bu ona…
Sonu Sürprizli Filmler
İnsan her geçen sene geçtiği senedeki kendini beğenmiyor. Bunu kelimelerle oynayarak daha farklı ve güzel bir şekilde ifade edebilirsiniz. İnsan bir de bu tür aforizmaları daha çok kendinde hissettiği eksikliklerden sonra çıkarabiliyor. Ben mesela, takılmıştım ya Rimbaud’nun sözüne, ben başkasıyıma, her an başkasıydım ya o günden beri aslında dünyam daha aydınlık diyebilirim, her sene başkası olmak pek…
Pezevenk ile Pet-Shopçular ve Çiçekçiler arasındaki muazzam benzerlik
Pezevenk dediğimiz er kişisi, orospu dediklerimizi satar. Orospu dediklerimiz insandır esasında, yani insan satar. Bu pezevenkler kendilerini sattıkları için orospu diyoruz onlara. Aslında orospu kötü bir kelime değil. Üstelik yüzyıllardır her şey değişmesine rağmen bu değişmemiş. Çağımızın köleliği diyemeyiz ama kölelik olduğu ve uzun süredir değişmediği kesin. Bu kadar değişime yatkınken dünya, tümüyle aynı…
Renkli Pantolon ve Sigara
Gün geçmiyor ki ülke siyasetten geberirken sevgili Martin, eski buster, adı gereksiz arkadaşınız, toplumumuzun, bir kanayan yarasına daha tentürdiyot sürmesin. -İğrenç- Hayatım boyunca takılmadığım herhangi bir konu olmadı ama bunu dile getirme sürecim hep uzun sürdü. Gerek takıldıklarımın önemsizliğinden -gerçekten önemsiz- gerek daha önce söylendiğinden. Baktım kimse söylemiyor ben bir el atayım dedim bu meseleye: Bu renkli…