Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

Afyon’daki disleksi ya da dikkat eksikliği olan çocuk hakkında (ama aslında değil)

Bugün size birkaç saat evveline dek asla yazma fikrimin bile olmadığı bir konu hakkında bir şeyler karalamak istiyorum. Çünkü artık bu hâl beni iyiden iyiye çileden çıkarıyor, o kadar ki, tümden insanlarla selamı sabahı kesmeme yol açacak bir gün.

Sabah saatlerinde başlıkta geçen kardeşimizden ötürü, daha doğrusu kendisinin haberini yazan kişi yüzünden kankamla neredeyse kavga ettim. (Neredeyse fazla olabilir.) Olay, görmeyenler için şu. Hayır, maalesef ben belki de başka bir şey vardır abi diyen taraftaydım.

*

Bilenler biliyor sosyal medyada yokum. (Ama aslında varım da çünkü bugün YouTube da bir sosyal medya, ekşi sözlük de, mesajlaşma uygulamaları da, hatta haber alabileceğiniz tüm internet âlemi de.) Yalnız son zamanlarda bana göre (bu evrene dışarıdan bakan birine göre) fevkalade tehlikeli bir durum var ortada dolanan, gücüm yettiğince insanlara anlattığım, ama onların dozajı artırarak devam ettirdiği… O da şudur, insanlar bilgi sahibi olmadan -buraya dikkat- ışık hızında fikir sahibi oluyorlar. Ve buraya daha da dikkat, bundan hiç mi hiç ama hiç go-cun-mu-yor-lar.

Öyle ki bugün neredeyse teknoloji çağı kendi faşizmini yaşıyor, herhangi bir şekilde çoğunluktan farklı düşünmek bile linç yeme sebebi olabiliyor diyebiliriz. Hatta siz birazcık “ya belki de böyle olabilir mi” diye sorgularken herhangi bir durumu, sizi tam da öyle düşünmekten alıkoyacak milyonlarca benzer yorum görüp sorgulama işini birkaç dakika içinde yarım bırakıyor, hatta ve hatta Nuh Nebi’den beri o öteki fikrin yılmaz bir takipçisiymişçesine başkalarına dahi savunur halde buluyorsunuz kendinizi.

Hâl böyle olunca, Twitter ve Instagram haberciliği takip edildikçe, genelde yasamanın ilk kuralı kabul edilen “suçluluk ispatlanana kadar herkes suçsuzdur” bir bakıma taca çıkmış, düpedüz suçsuzluğu ispat edilene kadar herkes suçludura dönmüş oluyor durum.

*

Bugün x bir kadın/çocuk, başkasından dayak yese ve beni döven bu bu kişidir dese ben suçsuz olduğumu tebaaya kanıtlamak durumunda kalabiliyorum, böyle bir şey mümkün mü ya?

Bu da yetmiyor, mahkemece suçsuz bulunsam sözgelimi, mahkeme yargıcının her iki tarafa da duyarlı biri olduğunu, avukatımın çok da iyi olmadığını ispatlamam şartlar arasında yerini almış durumda. Çünkü bir kere “suçlu” kabul edildiysem halk için (yarın onlar için benim suçlu olup-olmamın hiçbir önemi kalmayacak bu arada) daha artık en yüce (ya da öyle olduğu sanılan) kişilerden biri gökten inse bile suçsuz olduğuma insanları inandıramam. İşçi isem işten çıkarılabilirim, şirket imajı… Sanatçı olsam, yazdıklarım okunmayabilir, şarkılarım dinlenmez olur, aktörsem hiçbir yapımcı benimle yine “imajım” yüzünden çalışmak istemeyebilir.

*

Elimizdekiler:

-Bir görüntü (yalnız kalmış bir çocuk ve hoplayıp zıplayan öteki çocuklar)
-Söylenene göre bir velinin aktardıkları
-Disleksi ile dikkat eksikliği farkı nedir bilmeyen bir editör/haberci ya da öğretmen/veli

Bundan sonrası cümbüş. Orada ne konuşuluyor belli değil, disleksi ile çocuğun hareketleri ne alaka belli değil, dikkat dağınıklığı varsa niye grupla birlikte çıktı en başında belli değil. Şimdi bunca belirsizlikte, bunca bilgisizlikle benim öğretmeni linç etmemem, ecnebilerin tabiriyle bandwagoonlamamam mı yanlış, pardon? Dünyanın her yerinde bunun benzeri sıfır bilgi ile insanları yargılamak ne zaman son bulacak ya da hiç bulacak mı asıl merak ettiğim ise bu.

Sözgelimi Kevin Spacey’ler (daha büyük bir suçla itham edildiği ve herkesin tanıdığı biri olduğu ve bizim ülkeden olmadığı için örnek olarak aldım) kaç defa daha suçlanacak, aklansa da asla ama asla “vicdanlarda aklanmayacak”?

*

Aslında benim meselem ne çocukla ne de öğretmenle anlayacağınız. Suçsuzdur da demiyorum, varsa cezası çeksin. Ama ya başka bir şey varsa olayda ya, o zaman ne yapacağız? Aldatıldık deyip, özür mü dileyeceğiz? Hayatımıza hiçbir şey olmamış gibi kaldığımız yerden, onca sövgüden sonra, devam mı edeceğiz?

İşte bu düşünmeme, dinlememe, bilgisizlik, bir dakika içinde kanıya varıp linç etmez ya da güzellemezse ölecek hastalıkları, düşünceleri genele uymadığı için sırt dönmeler beni iyiden iyiye tedirgin, hatta bırakın tedirginliği hasta etmeye başladı. Sonunda, ki bunun değişeceği de pek yok, insanlarla artık iyiden iyiye ilişiğimi kesip tırlatacağım sanırım.

İnanılmaz ama inanılmaz üzgünüm.

*

Daha once senelik kankan seni anlamamış, ona anlatamamışsın meramını; tüm bunları ne diye yazdın buster?

Yazmasam olmazdı be iç ses =(

,

3 responses to “Afyon’daki disleksi ya da dikkat eksikliği olan çocuk hakkında (ama aslında değil)”

  1. Eren Avatar

    Sana katılıyorum, daha beterini söyleyeyim insanlar rastgele görüntüler çekip televizyonlara yolluyorlar, seni televizyona çıktığından haberin bile olmayabiliyor, geçenlerde izlediğim bir haber, kadın bebek arabasıyla markete gitmiş, markette meyve seçerken bebek arabasını sabitlemediği için araba yola kayıyor, biri de çekip haberlere göndermiş, vay efendim bu nasıl anne, bu ne bilinçsizlik vs vs!! Yani olabilir mi böyle bir şey, bunun yasal düzenlemesi yok mu? Bir kanal böyle bir şeyi nasıl yayınlar aklım almıyor… benim dediğim biraz daha farklı gerçi, olay net vahimlik düzeyi aynı bence:) yine de ortada üzgün bir çocuk olmasaydı iyi olurdu:)

    1. buster Avatar

      Buna nasıl denk geliniyor ona şaşırıyorum diyeceğim de, zaten telefon elde yürüyoruz bir nevi. Yine de ilk tepki kameraya sarılmak mı yoksa bebek arabasını yakalamak mı olmalı emin değilim =)

      Üzgün çocuk ya da suçlamalar belki de haklıdır diyorum ya (kaldı ki öteki çocukların velileri de çocuklarının yüzleri gözüktü diye savcılığa veriyormuş-senin dediğinle burası paralel) o zaman ben de söverim herkesle beraber, ama şu an için elde bu kadar bilgiyle herhangi birine sallamak gerçekten saçmalık.

  2. buster Avatar

    Buna nasıl denk geliniyor ona şaşırıyorum diyeceğim de, zaten telefon elde yürüyoruz bir nevi. Yine de ilk tepki kameraya sarılmak mı yoksa bebek arabasını yakalamak mı olmalı emin değilim =)

    Üzgün çocuk ya da suçlamalar belki de haklıdır diyorum ya (kaldı ki öteki çocukların velileri de çocuklarının yüzleri gözüktü diye savcılığa veriyormuş-senin dediğinle burası paralel) o zaman ben de söverim herkesle beraber, ama şu an için elde bu kadar bilgiyle herhangi birine sallamak gerçekten saçmalık.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Translate »