Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

Tomris Uyar’ı Seviyorum

Hayat, yaşama, direnme kelimeleri ya da “her şeye rağmen” ile başlayan cümleler benim için bazen hiçbir şey ifade etmiyor. Gerçekten. Sıfır. İşte bu hiçbir şey ifade etmeme temelde içimde bulunan müthiş şakacı ve neşeli ve coş insanla o kadar çelişiyor ki, ruh hâlimde dalgalanmalara sebebiyet veriyor. Bu yüzden bir gün müthiş iyi hissederken ertesi gün dipte bulabiliyorum kendimi. Özellikle yaptığım bir şey değil, anlatamadığım da bu çoğu kez. Aslında mutlu olabilsem bir süre, ne bileyim belki bir hafta, üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum ama bir türlü beceremiyorum. Nihayetinde, hiç etkilenmeyeceğimi öngördüğüm şeylerden fazlaca etkilenmiş, çok etkilenirim sandıklarımdan hiç etkilenmemiş buluyorum kendimi.

*

Bir süre burundan nefes almayı bıraksam ne olur diye düşünüyorum. Ağzımı da açmamalıyım tabii. Düşünce balonları:

1- Senin kadar ölmekten korkup böyle salak şeyleri deneyen başka kimse var mı acaba bu dünyada?
2- İnşallah geberir gidersin bu aptallıklarını denerken bir gün.
3- Sen harbi üşütmüşsün.

Yaşam tatlı gelir elbette, nasıl gelmesin, ağızdan hayli derin bir nefes alınınca, sessizlik de bozulur. Sağa sola baktığınızda ağlayacağınız gelir, ağlayamazsınız. Aslında içki bile içmemişsinizdir, bu neyin hüznüdür durduk yere çıkagelen? Ne arkadaşınız vardır tam şu an aramak istediğinizde müsait olacak ne de sevgiliniz. Yalnızlıkla karşılaşma anı diye buna denir işte, burunla nefes alınamayan o ana denir.

Kalkıp yemek koymak istemezsiniz, sigaraları yakar ama içmek istemezsiniz. Sulu sulu karpuzlar düşersiniz, şırınga… Meşhur bir yazar olunca yapacağınız o konuşmayı düşlersiniz.

En son duş aldığınız o güne dönersiniz…

Hatırlasanıza canım buster, ne soruyorlardı, hangi yazarları sevdiğinizi, değil mi?

Çalışmıştın bu soruya, Tomris’i diyecektin. Nedenini sorunca kaçamak bakışlarla gülümseyecek  (çünkü sen temelde götün tekisin ve kızları kendine âşık etmek istersin) başından geçen bu gibi yalnızlık anlarını Tomris Uyar ve onun sevgisi sayesinde nasıl atlattığını anlatacaktın. Öykülerini de başının üstünde taşıyacağını ama burada bahsedilenin günceleri olduğunu ekleyecektin. Sonra soracaklardı size, peki Tomris Uyar sizin için ne ifade ediyor öyleyse diye.

Cevap vermeye çalışacaktın. Cânân’ın Bilge’si kadar olmasa da Tomris ve okumak eş anlamlıdır bende diyecektin. En çok onu başka yere koyarım, benim eş ruhumdur çünkü, diye ekleyecektin. Sonra bir an kontrolden çıkıp, başlayacaktın abartmaya, coşmaya, sanki hiç yapmıyormuşçasına:

Onunla hüzünlenir, onunla sevinirim ben evvela. O kadar severim ki, ne zaman başım sıkışsa ve bir dosta ihtiyacım olsa, Tomris’i ararım çünkü o hep müsaittir. Beni şefkatiyle çok sever. Bazen okumam bile, kapağına bakar, sarılır birlikte uyuruz. Ve Tomris’in orada olduğunu bilirim, anlıyor musunuz? Benden rahatsız olmaz. Bu çok önemli, belki de en önemli şeydir dostlukta ve de aşkta. Orada olduğunu bilmek, sevdiğini hatta bazı bazı sevildiğini bile bilmek, okumadığın için affedileceğini bilmek. İşte Tomris Uyar oradadır benim için. Hemen bitirmek istemem bile günceleri. Başka başka okurum. Bitiririm, tekrar tekrar okurum. Tomris’in bahsettiklerini okur ya da izlerim. Yakın geçmişi yâd ederim. Neredeyse Tomris Uyar nasıl kokuyor onu bile bilirim. Kendisini neler üzer, nerelerde elimi tutmak ister bilirim. Benim iyi ki onunla o anda orada olduğumu söyleyeceği, ben olamasam o ne yapardıyı itiraf edeceği ve bana ne kadar teşekkür etse azdır diyeceği durumları bilirim. Ne zaman yalnız bırakılmalıdır Tomris, hangi çiçeği sever, nerede benden dürüstlük bekler bilirim.

Aslında bakarsanız, diye mikrofonu tutarım, belki blogu okuyanların da benim Tomris ile kurduğum gibi bir bağ kurmasını istemişimdir yazdıklarımla düşününce. Çünkü, Tomris ile zevklerimizin uyuştuğu anda hissettiklerim o kadar güzel bir karın ağrısı ki, belki benim için de birileri aynı hisleri beslesin istemişimdir. Kim bilir. Gelip rastgele bir sayfayı açıp okumayı, oradaki buster’ın elinden tutmayı ve iyi ki onunla olduğunu düşünmesini istemişimdir.

Sonra ağrılar acıntı yapar. İnsanoğlu bu, doymaz. Tomris ile olmak, hiç olmayacak birinin yoksunluğunu hissettirir çünkü, özlemeye başlıyorum derim kanlı canlı Tomris’i. Sarılıp uyumak yetmiyor derim, öpüp okşamak isterim. Suyu kapatır bornozumu giyerim. Omuzlarından tutup, bir sonraki düşüşe kadar hoşça kal derim ona.

Tomris, bunun asla bir son olmayacağını bilir gibi seslenir ardımdan, durduk yere yüzünü gösteren güneşi görünce sevinir, yazdığım bir öyküye değinir:

“Yudum’u beğendim, muhakkak bitir.”

 

, , ,

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Translate »