Bugünkü konumuz şu giri. Bazı videoları artık kullanılmadığı ve bulamadığım için kaldırmak zorunda kaldım. Neyse ki Norah’nın bu cover’ı duruyor. Ben bu cover muhabbeti için de çok atıp tutmuştum zamanında. Bakalım ona ne zaman gelecek sıra. (Utancımdan silmediysem elbette.) Hâlâ bu şarkıyı dinliyorum ve dönüp baktığımda müzik zevkimle gerçekten gurur duyuyorum. Sesten, sözden, kaliteden anlayan biriymişim. (Hâlâ öyleyim, hıh!) Bir tek yazmayı pek bilmiyormuşum ama bir (veya birkaç) sonraki yazıda emareleri vermişim, görenler o zamandan görmüş!!!1111!!!
Başlığı Atilla’dan seçme sebebim aslında onun yürüdüğü yolu (metal hariç) kendime düstur edindiğim için. Kendisi bilmez, belki bilir de söylemez, belki harbiden bilir ve söyler (ay ne bileyim ya) ama benim için yine bir nevi kardeş eksikliğini kapatmıştır. Onun gibi olmak istediğim ve kendime internet camiasında örnek aldığım, ve biliyorum biraz tanıdığım insanlara haksız edeceğim ama, en yakın gördüğüm kişidir. O benden daha anaçtır ama. Ki yani bir insan nasıl hem anaç olup hem de babacan olabilir bilmiyorum ama Atilla başkan öyledir. Anlayamam ve anlatamam ama tam da böyledir, bana inanabilirsiniz. Bazen abi gibidir, bazen kardeş gibidir. Zamanında kendisine yetişebilmek için izlediğini izlemeye, okuduğunu okumaya, dinlediğini dinlemeye çalışmak çok keyifliydi. Düşünün adam en son 2011’de blog’a bir şey yazmış, benden 20-30 daha az takipçisi var. 2010 yazısından bu yorum geldiğine göre 11’in ortalarına dek belki kendisini birkaç kez daha anarız. Ama…….. Hâlâ okuyorsa ve olur da bir gün okursa kendisini çok seviyorum, fena seviyorum. (Okumazsa da daha az sevmeyeceğim.) Evet wp’den de yazabilirim ama böylesi daha romantik =PP Bana bayılan okur hem tamam mı hahsahhs. Atillacığım ve blogunu da şurada anmıştım ama biraz daha detay datlu oldu.
Yorumlar da utanç verici benim açımdan. Adam ne demiş yani, ne güzel performanstı oydu buydu, hemen “BİN İNCİDİN Dİ BİLİYİRDİM.” AFFERİN CANIM KARDEŞİM, AL BU DA MADALYAN YA. Hadi git ötede oyna, hayret bişey. Hemmmmmmmen bir şovlar bişiler, n’oluyo be, sonra elbette tatlıya bağlamışız, ama yine de üzüldüm öyle dememe. Acaba o an başka bişey konuşmuştuk da ordaburda ondan mı öyle demiştim? Neyse, bilemiyorum. 13 sene öncesini bu kadar berrak hatırlayacak kadar çok şükür delirmedim. Hem Cash’i anmadan da olmazdı, bana mutsuzluğun mutluluğunu çokça getirmiştir. Bugün yaşadıklarıma da epey uydu. Gidip yatmadan dinleyeyim.
Eh, bu seferlik kadar yeter. Arkası bi’ ara =P