Sanırım İlkokul 2. sınıftaydık ve 2. dönemin başlarıydı. Öğretmen yeni gelen öğrencileri bizlerle tanıştırıyordu. O zamanlar öğretmenimizin kocası daha kanser olmamıştı, bu yüzden derslere aksatmadan gelebiliyordu. Sınıfımız da bir düzenlemeye gidilmişti, yeni gelen öğrencilerle birlikte sıralarda 3′ lü oturan kişi sayısı ise çoğalmıştı. Bir de mutlaka kızlı&erkekli oturmaya başlamıştık, böylece konuşmayacağımızı düşünüyordu hocamız… İlk başlarda…
Lord Henry Wotton Olmak #2
Günümüzde kırık bir kalp çok satıyor, üst üste baskı yapıyor… Her dedikodu kötü bir kesin bilgiye dayanır. Kadınlar bizi kusurlarımızdan dolayı severler. Yeterince kusurumuz varsa her şeyimizi hoş görürler, kafalı oluşumuzu bile. İnsan akşam yemeğinden sonra oturup da anlatamayacağı şeyi yapmamalıdır. -Kanatlarım olduğu gibi duruyor +Sen onları her şey için kullanıyorsun; yalnız uçmak için kullanmıyorsun….
İçinden Hiçbir Şeyin Gelmemesi Durumu
Uyuyorsun günün en saçma zaman dilimlerinde, en azından günler geçsin diye ama gene de bir boşluk, bir yalnızlık hali mevcut oluyor, uyanıyorsun, uyumaktan sıkılıyorsun… Cep telefonunun alarmını geceden kurup, her sabah aynı şekilde 3 kere “ertele” tuşuna bastıktan sonra götün donarak kalkmaktan sıkılıyorsun, ama yine de kalkıyorsun… Kalktıktan sonra havanın hala “geceden kalma” olduğunu görmekten…
Lord Henry Wotton Olmak
“Şu korkunç şey bir kadının hatırlanması !” “Hep korkunç bir sözcüktür bu. Kadınlar bu sözcüğü kullanmayı pek severler. Hep sürmesini isteyerek sevgiyi bozarlar.” “İnsanlara yardım etmeyi seven insanlar, insanları düşünmez oluyorlar. Başlıca özellikleri bu.” “İnsan, pişmanlık duymadığı tek şeyin yaptığı yanlışlıklar olduğunu en sonunda anlıyor ama, iş işten geçmiş oluyor. ” -Çok doğru +Çok doğru…
Ne Alaka “ama ve üç nokta” ?
Ama, ama, ama, ama – yine karşıma çıktı diye düşündü Breuer – yine o “ifrit ama”. Kendini yumruklamak geçti içinden. Bütün hayatı boyunca “ama” pozisyonu almıştı, şimdi de Freud’ la, kısa bir süre önce de Nietzche’yle aynı durumu yaşamıştı ve her ikisinde de içinden onların haklı olduğunu düşünmüştü. Nietzsche ağladığında (When Nietzsche Wept) – Irwin…