Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

Kafama Göre Şarkı Çevirileri #4 – “I Contain Multitudes – Bob Dylan”

Eskiden, idolüm de diyebileceğim seviyede sevdiğim çok fazla sanatçı vardı. Küçüklüğümü düşünüyorum mesela sporcular (evet, sanatçı sporcular) çok fazla yer kaplıyordu: Hagi, Jordan, Iverson, Ronaldo… Sonra biraz büyüdüm oyuncular aldı yerini Al Pacino, Al Pacino ve Al Pacino. Daha sonra kurmaca yazarları, sonra sonra filozoflar ve şimdilerde psikiyatrları seviyorum… Ama bütün bunları içinde barındıran biri mi dediniz? -Ne sesli bir vuruşma. (Hadi bunu bulun bakalım.)*

İki gün önce çok büyük bir şey oldu yine. 17 dakikalıktan sonra, daha da büyük bir şey belki de. Hatırlayanlar vardır, bu yan tarafı en en en eskiden filmler, ondan sonra müzisyenler süslerdi bu illüstrasyonlu yazarlara dönüşmeden evvel. Belki de basite kaçmak gibi ama, bunlar aslında benim de dönüşümüm… -ün sembolleri. Çünkü ben de yığınları içimde taşıyorum. İçeriyorum Yığınları. Yahut… neyse…

Ne diyorduk, işte önceleri yönetmen olmak isteyen, sonraları müzikle kafayı bozan en en son da yazar olacağım diye tutturan biriyim. Ki hâlâ böyle miyim diye de düşünüyorum ara ara. Mesela daha geçen gün yazı yazmaktan hoşlanmadığımı söylemiştim bir arkadaşıma.

Neyse ne diyordum, 2 gün önce çok büyük bir şey oldu ve Bob Dylan bir şarkı daha yaptı, daha doğrusu yayınladı. Ne zaman kaydını aldı, ya da ne düşündü bilmiyorum. Sezen Aksu gibi tarihlerini vererek uzun uzun hikâyelerini yazmıyor onu biliyorum. Sesinin bu şekilde çıkabileceğini de şu an, pek sanmıyorum. Büyük ihtimalle önceden kayda alınmış olabilir. Ya da seneye 80. yaş albümü için hazırlık yapıyor da olabilir-ler =P. Her ne ise de bu çok ama çok ama çok güzel. Tabii ki bu çeviriler dediğimiz gibi biraz da zevk işi, kısmen yaratıcılığa ve biraz yapıbozuma uğratmayla alakalı ama… Duramıyorsun Dylan olunca işin ucunda. Sizin için -ya da kendi zevkim için bilemiyorum- şarkının içerisinde yer yer absürtlüğü zorlayan atıfların çoğuna, birtakım linkler bağlayarak kısmi bir şekilde açıklama yaptığımı düşünüyorum. (Ama tabii ki gidip de Indiana Jones’u bağlamadım onu da siz bulun canım.)

*

Aslında biraz düşününce bunu neden yaptığımı da bulabiliyorum. Neden? Neden çünkü Dylan benim en sevdiğim sanatçı. Yaşayan, yaşamış, yaşayacak belki de. Tamam evet seviyorum yandakilerin hepsini, hatta orada olmayan birçok kişiyi de ama Dylan…  İş bizim Bob’a gelince uçup gidiyor niyeyse, uçup gidiyor, gidiyor uçup her şey. Puf. Gönlüm unutulmasına da razı değil, herkese sakız olmasına da. Gönlüm iki konserine gitse de gitmek ister bir üçüncüsüne. Gönlüm Dylan ister, korkar bir şey olur mu diye. Zannediyorum kimse için böyle hissedemeyeceğim bir daha.








İçimde Yığınları Taşırım 

Bugün ve yarın ve dün de
Her şey gibi ölüyor çiçekler de
İzle beni dikkatlice, gidiyorum Ballinalee‘ye
Kaçıracağım aklımı, gelmezsen benimle


Saçlarımla uğraşırım, kanlılarımla kapışırım
İçimde yığınları taşırım

Bay Poe’nunki gibi gevezedir yüreğim
Saklar sırlarını tanıdığınız kişilerin
İçeceğim gerçeğe ve söylediklerimize
Yatağını paylaştığın adamın şerefine


Manzaralar çizerim, nüler çizerim
İçimde yığınları taşırım




Kırmızı bir Kadillak ve siyah bir bıyık
Parmağımda yüzükler, parıltılı ve havalı
Deyiverin bana, nedir bir sonraki? Ne yapmalı?
Ruhumun yarısı, küçüğüm, hâlâ sana bağlı

Coşar eğlenirim, genç ahbaplarla günümü gün ederim  
İçimde yığınları taşırım

Tıpkı Anne Frank gibiyim, bir Indiana Jones,
ve İngilizlerin kötü çocukları, the Rolling Stones
Alırım riskleri, zorlarım sonuna dek
Giderim yitirilmişlere şifa dağıtılan yere
Söylerim tecrübelerini şarkıların
Tıpkı William Blake
Yok ki özre gerek
Yıkanılmaz ki bir defa daha aynı suda
Hayat sürüyorum suçun bulvarında


Hızlı arabalar sürerim, hazır yemekler yerim
İçimde yığınları taşırım 

Pembe kapriler, kırmızı blucinler,
Bütün güzel gelinler, bütün yıllanmış kraliçeler
Önceki yaşantımın melikeleri
Dört revolver taşırım, iki de kapı gibi çakım


Çelişkilerin adamıyım, türlü türlü mizaçlıyım
İçimde yığınları taşırım 




Seni tamahkar yaşlı kurt, göstereyim sana kalbimi
Ama değil hepsini, sadece nefret dolu kesimini
İhanet edeceğim sana, ödül koyacağım başına
Ne söyleyebilirim ki daha? Bir yastıkta kocuyoruz hayat ve mematla
Bas git madam işte, bırak paçalarımı
Uzak tut benden şu ağzını
Bırakacağım kapıyı açık, aklımın kapısını
Göreceğim orada kalmamış zerresini aşkın


Çalacağım Beethoven sonatları, ve Chopin peşrevleri
Taşıyacağım içimde yığınları

, , , ,

2 responses to “Kafama Göre Şarkı Çevirileri #4 – “I Contain Multitudes – Bob Dylan””

  1. N.Narda Avatar

    Cansever yakışırdı o mısraya.
    bir de
    Vu -huu 🙂

  2. buster Avatar

    hahahah, hem de ne yakışırdı kesinlikle.
    bir de
    teşekkürler =)

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Translate »