Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

Kafama Göre Şarkı Çevirileri #6 – “Comedown – Joesef”

Geçenlerde mektup arkadaşımın küçükken yapmayı sevdiği şeylerden bahsederken “kaset doldurmak” demesi beni bütünüyle dağıttı. Hemen duygusal ceketimi giydirdi. Merak etmeyin, bununla ilgili bir anımı filan anlatmayacağım. Sadece şöyle bi’ düşündüm, kimlere neler neler verilirdi, kimler neler neler dinlemezdi. Hangi şarkılar ne tür zorluklarla keşfedilir, or’dan bur’dan bulunur ve mana yüklenirdi… Kasetlerin genelde bir yüzü eğlenceli öteki yüzü acıklı şarkılardan oluşurdu. Bazı albümlerde sevilen şarkılar üst üste iki-üç kez kaydedilirdi. Buna mukabil, hayattaki birçok şeyde olduğu gibi, daha sonuna gelmeden yarım kalırdı bazı şarkılar, çok sesli bir evrende henüz çok erken daha diyerek. 

Şimdilerde bu bahsettiğimin benzerlerini sağda-solda yapıyor olsak da, o kadarrrrr sonsuza uzanıyor ki o listeler, ve o kadarrrrr sıkılıp geçiliyor ve o kadarrrrr herkes için ki, o somutluğun, zorluğun, emeğin o kadarrrr yarısı etmiyor ki, hemen her şeyde yaptığımız gibi tüketip, bir sonrakine geçiyoruz. Yine kendimi bundan çok farklı bir yana koymuyorum. Sadece üzülüyorum. Sonra üzüldüğüme üzülmelerle döngü devam ediyor. 

Belki de her şey çok basit ya, rahmetli dayıcığımın dediği gibi. Her insan dönemine, zamanına benziyor ve genlerinden, kodlanışından ötürü eskiyi sanki güzel bir şeymiş gibi hatırlayıp, romantize ediyor. Bilemiyorum. Ya da bildiğim şeyin gerçek olmasını istemiyor, kabullenemiyorum. 

Birazdan çevirisini paylaşacağım şarkı da o kaset günlerine götürdü beni. Sanki çok eskiden yazılmış da bugün söylenmiş gibi. Zannediyorum insanı sanal ortamdan çıkarıp hayatın akışına dahil edebilen tek duygu aşk. Beynimiz bir başka çalışıyor çünkü o an hissedilen acı en büyük acı, sevgi en büyük sevgi, gelen sözler, gelmeyen sözler, sorulmayan sorular, sorulmak için sorulan sorular, gönderilen emojiler, gönderilmeyen şarkılar, yanından geçilen barlar hepsi ama hepsi tam da o zaman ve o zaman için mana kazanıyor. 

İnsanın hayvandan farkı estetize etmek ve mana yüklemekse ve en büyük estetik en sade sözler ise (Merhaba Hemingway!) bu şarkı tam da bunu yapıyor. Dosdoğru, A2 İngilizcesiyle -hani vıcık vıcık da etmek istemiyorum ama- insanın kalbine dokunuyor. Çevirince pek manasız, müziksiz çok düz ama işte bu düzlüğü de tek bir dilde anlatabilmek ya zaten mesele… İşte bunu çok iyi beceriyor. Mızraklar değiyor oramıza buramıza.

 

Düşüş

“Keşke tüm bu olan bitenler hiç yaşanmamış gibi konuşabilsem seninle,
Keşke bir şekilde dönebilsem geriye, bu şarkıyı yazmadan önceki hâlime
Ve söyleyebilsem seni sevdiğimi.
Ve sen de gülümseyip, “Ben de,” diyebilsen.
Ama farkındayım elbette, bir şeyler değişti ve
Eskisi gibi değil artık, hepsi de benim hatamdı
Sen o hâldeyken yanında olamadım
Keşke olsaydım
Keşke… keşke olabilseydim.

Ama işte ben biraz kırgındım
Sense biraz üzgün
Keşke birbirimize sahip olabilseydik hep
Keşke olmasaydı sonumuz böyle

Ve kapanıyor oturduğum bu bar da
Hani vardı ya, geçerdik hep önünden,
Senle beraberken.
Onlara da duyurdum sana olan aşkımı
Çünkü sahip olduğum tek gerçek şey sendin.

Şimdilerde özlüyorum adımı söyleyişini,
Yürüyüşünü,
Birlikte aldığımız duşları,
Ve bana her şeyin bir şekilde yoluna gireceğini söylediğin
O gece baykuşluğu yaptığımız zamanları.

Ama şimdilerde biraz kırgınım
Ve sen de biraz üzgün.
Keşke birbirimize sahip olabilseydik he
Keşke olmasaydı sonumuz böyle.”

Not: Bu, bu seneki son yazımdı bu. Kendi çelıncımı kotarabildiğim için epey mutluyum. Bu çeviriyle birlikte bu yıl 11 yazı yazmış oldum. Gerçi son beşi beni zorladı epey, zaman yarata yarata anca bu kadar olabildi. Her neyse, demem o ki, bir sonraki yıl için hedefim bunun iki katı, yani 22 yazı. Evet. 22. Bu da yıl bazında en çok yazı yazdığım üçüncü sene olması demek. 2012 yılından daha çok yazı yazmak demek; ki, girdiğim bunalım sayısını hesaba kattığımızda neredeyse imkansız gibi bir şey benim için. Ama deneyeceğim. Hedef değil mi kardeşim, koyuyorum vre, nedir yani. Bu vesileyle de hepinize şimdiden yeni yılını kutluyorum. Hoşça güle!

, , ,

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Translate »