“Bir insanı ne mutlu eder ki ya da ne etmez bu kadar kolay?”
Bob Dylan’ın 2. albümü olan (2. albüm ama Dylan’ın kendi yazdığı şarkıları söylemeye başladığı ilk albüm) The Freewheelin’ın kapağı bu. O zamanki güzeller güzeli sevgilisi Suze Rotolo ile birlikteler. Çok mutlular. Çok güzeller. Ve çok şanslı gibiler. Sanki hiç kimsenin bulamadığı bir şeyi bulmuş, mutluluğun fotoğrafını çekmişler.
De… mesele o değil. Mesele Bob’un “hiç düşünmeden” koyması fotoğrafı albüm kapağına. Ya da ben neden ileriyi veya olacakları düşünmeden bir şey yapamıyorum sanrıları, cesaretim mi yok acaba travmaları.
Ben Bob olsam şöyle düşünürdüm koymadan önce, yani nihai olarak karar bana kalmışsa:
“Ulan bu kız bugün var yarın yok. Ya gerçekten beni sevmiyorsa, ya paramın peşindeyse? 22 yaş yeni bitmiş, salak filanımdır zaten ben; bir de Suze ile birlikte kapak olursak belki de asıl kitleyi oluşturan kadın hayranlarım bana küsecek. Satışlarım belki azalacak. Hem ileride başka bir sevgilim olursa bu kapağı gösterip ‘Suze’u mu daha çok sevdin, beni mi?‘ filan diyecek. Tepemin olmayan tasını attıracak. Onu bırak evlendim diyelim bir gün, geç geldim eve misal. Hemmmen ‘Suze ile miydin?’ gibi sorularla da karşılaşacağım. Ya da ‘Onu kapağa koydun beni de koy; yoksa beni onun kadar sevmiyor musun?’ları dinleyeceğim.
Kız da zor durumda kalır zaten benden sonra. Benden kesin ayrılacak demiyorum ama, yani hangi sevgi sonsuza kadar sürmüş ki? Ya da pişman olunmayacak sevgi yaşanmış mı ki bugüne kadar? Çok az…
Albümü koymuşum, sonu gelmeyen turlara çıkıyorum, her an çalışıyorum. Kim katlanır ki bana? Daktilom ile daha çok vakit geçiriyorum Suze’a oranlarsak; o zaman daktilo ile mi fotoğrafımı koymalıydım bu kapağa? Hem daha çok düşünür gibi, ‘eli işte, gözü de işte’ gibi olurdum, olmaz mıydı?
Yoksa magazinciler mi istemişti bu durumun böyle yapılmasını? Yoksa prodüktörüm mü demişti böyle yapalım daha çok dikkat çeker diye?
Fotoğrafa bakıyorum da… Ne bileyim mutluyuz yaa… Ama ya biterse; ya işler hayâllerimizdeki gibi yürümezse? Korkuyorum be iç ses, korkuyorum. Hayıır, ben Bob Dylan’ım, küstahım, korkamam. Ama Bob bile olsan insansın. Hayıııır, ben tanrıyım; hayır ondan da öteyim: Asiyim.
Ama gene de iyi ki koymuşum yahu ne yaşadıysak da yaşadık saklayacak halimiz yok ya? Hem saklamaya çalışsak da bile bilinen bir şey ilişkimiz sonuçta… Ama ya ileride başka seveceğin kız sırf Suze ile fotoğrafınız yüzünden hep senden şüphe ederse, onu onun kadar sevmediğini düşünürse? Yahu basit. O zaman beni sevmiyormuş der keyfime bakarım işte. Daha iyi gerçek yüzünü görmüş oluruz. Öyle mi diyorsun? Evet canım.
Peki öyleyse koymuyorum.”
bence her türk vatandaşı böyle düşünür.bizim genetiğimizde var bu.bu tür konularda fazla düşünceliyiz.nedeni hepimizin böyle trip manyağı olmamız.suze i mi daha çok seviyorsun beni mi? anca bizim toplumumuzda sorulacak sorudur.ya da bob mu ben mi?haliyle de bunları ister istemez düşünüyor insan,sonra ne olurunu.kanımca batı ülkelerinin insanları bizden daha rahatlar ve kendileri ile daha barışık olduklarından geçmişi hiç bir zaman umursamıyorlar haliyle de geleceği.böylece şimdide daha rahat yaşıyorlar.bence doğru olmakla beraber bunun doğruluğu ise kişiden kişiye değişir.saygılarımla:)
not:yanlış anlaşılmasın kendinle barışık değilsin gibi bir çıkarımda bulunmadım.haddim değil zaten.ancak toplumun geneli böyle olunca isterse hastalık derecesinde kendine aşık olsun insan, bunları mutlaka düşünür,düşünüyorsun,düşünüyoruz.
Açıkcası bende aynen bunları düşünüp koymazdım. Hatta ben sırf bunları düşünüp koluna eline gözüne böyle sevgilisinin ismini dövme yaptıranları bile acayip cesaretli buluyorum. Ya diyorum ayrılırsanız başkasını o kadar seversen.. Böyle binbir türlü şey düşünüp işin içinden çıkamayıp ben olsam hayatta yapmazdım diyorum.
Ya o kadar tutkulu değiliz ya da o kadar cesaretli.. 🙂
@Mia: Bence leon fazla güzel bir cevap vermiş bile. cidden tripten çıkıyor bu işin sonu başı ya da neyse işte. Dövme işi hele en sakatı. Aman! =) Cesaret deme pek zayıfım sanırım bu konuda ve pek gözükara! Ne demekse bu iki kişi birden olabiliyorum sanırım aynı anda ehuhe.
@leon: Çok teşekkürler içten ve uzun yorumun için. Sanırım batı ülkelerinde dediğin gibi yetiştirilme tarzından kaynaklı olarak takmıyorlar. Daha özgürler. Benimkisi biraz da gördüklerimden bir çıkarım yapma şeysi gibi, neysi bilmiyorum, he yazısı. Hatta o yüzden biraz şaşırıyoruz azıcık özgür bir kız gördüğümüzde (şahsen ben şaşırıyorum.)He kendimle barışık değilim pek, söylesen de gocunmazdım =)