Hastalık derecesinde kullanılan şu kalıbı artık milletçe bırakalım. Kusasım, öğüresim geliyor gördükçe. Kanıyor gözlerim. Kimler tarafından dilimize pelesenk edildiğine girmeyeceğim, çünkü ORASI AYRI, ORASINI AYRI KONUŞURUZ.
—
Meseleye elbette dil olarak bakıyorum ve baktıkça çıldıracak gibi oluyorum. Herkes, ama gerçekten HERKES, bu kalıbı -özellikle son zamanlarda- çok çok çok fazla kullanıyor. O kadar ki, ben de fark etmeden acaba hiç kullanmış mıyım diye “orası ayrı” yazıp arattım blogda, neyse ki sonuç temiz çıktı da gönül rahatlığıyla yazabiliyorum şimdi bu yazıyı.
Bunu bu kadar kullanma sebeplerimiz nedir diye düşündüm, uzatılabilir bir liste, ama temeli şu beşine dayanıyor olsa gerek:
1- Elbette tembellik. Orasına ayrı gelecek şeyi yazmayı üşenme. Çabucak bir fikir sahibi olma ve beyan etme hastalığı. Şüphesiz, düşüncelerimizi 140 karakter içinde anlatma çılgınlığının veryansını da diyebiliriz pekâlâ bu duruma. Yaşadığımız zamandaki tektipleşmeye yatkınlık; her insan aslında biraz da zamanına benzer çünkü.
2- Ne anlattığını bilmeme. Bu da mühim. Bir şey okuyorsun ama içerik o kadar boş ki, ne anlattığını o kadar bilmiyor ki yazar kişisi, yetmezmiş gibi üzerine “orası ayrı” ekliyor bi’ de. E sen zaten bir şey anlatmadın ki; yazılar, kelimeler var evet, haklısın. Bir şeylerden bahsedilmeye de çalışılmış, evet. Ama yok, içerik bom-boş.
3- Bir türlü emin olamama. Bu sevdiğim bir neden. Ben de bir türlü emin olamam hiçbir şeyden çoğunlukla ama burada bahsedilen eminmiş gibi yazılan yazılardaki orası ayrı bağlacı. O kadar net ifadelerle yazılmış bir makale, yazı, deneme, fıkra, paragraf bu kelimelerle bitiyorsa hemen anlattığı şeyi bilmediğine yoruyorum yazanın.
4- Karşıt görüşten birini karşısına almaya çekinme. Bu, belki de tembellikten daha sağlam bir neden olabilir. Bir şeyi neden ayrı konuşayız? Onunla bağlantılı değilse neden konuşuyoruz şu anda peki, neden bahsettik, bir sürü zamanımı neden çaldın? Bunlar hep cevabı olmayan sorular. Ne yazık ki, insanlar çok uç noktalarda artık (gerçi bu iyi de bir şey olabilir) ve bu sebepten ötürü, kitlesini oluşturan insanların hepsini elinde tutmaya yönelik bir çaba olarak görüyorum bu nedeni de.
5- Otosansür. Aslında bütün bunlar otosansürün bilinçaltımızda yarattığı tezahürler. Artık o kadar korkuyoruz ki konuşmaya, her şeyi o kadar yanlış anlamaya müsait ki herkes, o kadar dinlemiyoruz ki kimseyi, o kadar hak vermekten korkuyoruz ki kimseyE ve o kadar vahşiyiz ve o kadar tahammülsüzüz ki insanlar ister istemez diline kemik oluşturuyor, orası ayrı ile kestirip atıyor. Daha doğrusu bahsetmeyip bahsi kapıyor.
Kullanan herkese saygım sonsuz tabii ki efem, orası ayrı.