Karısı, “Dışarıya mı çıkıyorsun sevgilim?” diye sordu.
“Biraz hava almak istiyorum,” dedi doktor.
“Nick’i görürsen annesinin onu görmek istediğini söyler misin ona, sevgilim?”
Doktor sundurmaya çıktı. Tel kapı ardından pat diye kapandı. Kapı pat diye çarpınca karısının soluğunu tuttuğunu unuttu.
Perdeleri inik pencerenin dışından “Afedersin,” dedi.
“Ziyanı yok, sevgilim,” dedi kadın.
Sıcakta avlu kapısından çıktı. Çamlığa giden patikadan yürüdü. Koru böyle sıcak bir günde bile serindi. Nick’i bir ağaca sırtını dayamış kitap okurken buldu.
“Seni annen istiyor git gör,” dedi.
Nick, “Ben seninle gelmek istiyorum,” dedi.
Babası ona baktı.
“Peki, gel öyleyse,” dedi. “Kitabı ver cebime koyayım.”
Nick, “Ben kara sincapların bulunduğu yeri biliyorum baba,” dedi.
“İyi,” dedi babası. “Oraya gidelim.”
Hangi hikaye ki bu?
Hemingway’in bir öyküsü ama hangisi olduğunu inanın hatırlamıyorum.
Bilirim..
Hem bitenin ardından güzel bitmişti diyebilmek de var. Ne şans!
Gönlüm hikayelerin bitmemesinden yana, ama biteceklerse de böyle güzel bitsinler diyor ve gidiyorum 🙂