Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

Siz de bıkmadınız mı?

Bu tip “basit” başlıklar ve başlangıçlar son derece basit insanlar için atılır. Onlar hakkında yazı yazmak bile onların istediği bir şeydir aslında ama yine de kendini tutamazsın.

Milyon dolarları alıp götüren adamların, sanki ihtiyacı varmış gibi yaptığı gösterileri vizyona sokması ne kadar normalse, çocuklarını medya malzemesi yapıp, bundan yeni çıkaracağı film, albüm, oyun veya kitabı için rant elde etmesinin de bir o kadar normal gözükmesi…

Yine o reklam filmlerini sadece kendi filminden önce çeken ve sadece kendi filminin reklamını yapmak için yapan -çünkü yine yedi sülalesine yetecek kadar parayı yıllar önce reklam çekmeden kazananlardır bu kişiler- insanların hiç yadırganmadığı bir ülkede yaşamak. Dahası, kimsenin bu tip durumlar üzerine sinir harbi geçirmediği bi’ yerde yaşamak fevkâlade sıkıntı verici.

“Zeki, komik ve bizden biri” yakıştırması yapılan insanların dinci, kapitalist, faşist&onursuz, gurursuz, para için babasını satacak olan karakterde olduklarını anlamak için deha olmaya gerek yok. Reklam afişleri, kimlerle takıldıkları, mavi-turuncu renklerin hakimliği, medyayı kullanım tarzları, sakallar ve ağzına almaktan bir türlü bıkmadıkları yaratıcıları bunları ayırt etmeye yetiyor.

Bu ülke demişken dünyayı da atlamamak lazım. Kainatın en çok para kazanan yönetmen ve prodüktörleri de tek bir kitabı üç (3) filmde çekme kararı almış. Dünyadaki gerizekâlı sayısını anlamak için yapmış olmalı. Kitap, daha önce devam filmleri çekilen kitapların toplamının 5’te 1’i kadar! Ve bu son zamanlarda ortaya atılan kitaplardan uyarlanma filmleri iki bölümde çekme geyiğinden yola çıkılarak “Biz 3D yaptık, 3 kerede çekelim,” düşüncesi nedir çözebilmiş değilim.

Demem o ki hepinizin…

Hepinizden iğreniyorum.

, , ,

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Translate »