Ama…

Birinin bu öyküyü uydurmuş ya da bulmuş olma ihtimali var. Ama… buna rağmen gerçektir.

Kısa Kısa #5

helena bonham carter tim burton

– bazı adamlar yaşlandıkça yakışıklaşıyor ama yaşlandıkça güzelleşen bir kadın henüz görmedim.

– siyah&dar&deri pantol almadan ve bir gün onunla gezemeden bu dünyadan göçersem cidden gözüm açık giderim.

– ben dede olunca torunumu okuldan almak istiyorum dedim, bir ilkokulun önünden dedesi ile geçen kız çocuğunu görünce. yokuş aşağı elele tutuşmuş, koşarak iniyorlardı. ama sonra korktum. ya benim zamanımda böyle şeyler olmazsa. yokuşlar filan? ya servisler olursa? ya dede olamazsam? “neyse, çok yaşlanmamış olmadan ölürüm işte.” dedim. ama sonra da “ya hiç evlenemezsem; ya hiç çocuğum olmazsa; ya onun çocuğu olmazsa?” dedim ve derin düşüncelere daldım.

– heee bak msndeki şaşırma ifadesini biliyorsun di miğğ? öyle yapıp kaşını kaldırınca alnında çizikler oluşuyor benden söylemesi. geçen baktım iki tane çiziğim var. ama az. kanımca 2 sene ota boka şaşırıp alnımı kırıştırmazsam; o çizikler geçer. daha gencim ama dünya şaşırtıcı sürprizlerle dolu. aman bu son cümlenin üstünü çiz. çok dandik bir film klişesi oldu.

– şimdi alnı kırışık filan dedim de ben mesela bazı adamları alnı kırışık olmaksızın hayal edemiyorum. ne bileyim bir erol günaydını düşünsene hiç kırışık yok, şaşırma ifadesi yok. ne yapayım öyle adamı ben be?

– babayın.

, , , , ,

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Translate »