meşe palamuduna, mut-le’ye, Umarım huzurlusunuzdur gittiğiniz yerde; Sizi seven bir kişi var en azından hâlâ bu garip dünyada. Minare Ucu Telli sokağın en sonundaki ya da en başındaki pembeli binada cigara tüttürüyordu Necdet ya da Nejdet amca “ya da” Amca. (Samsun’du bu tüttürülen, çok net hatırlıyorum.) Yağlı, yer yer sarıları sanki üzerine tentürdiyot dökülmüşçesine turuncumsu,…
Bir Öykü (Otuz Dokuz Yılında – Üç Kardeş)
Ön deyiş Merhaba blogçular, Konuşacak bir şey yok. Öykü yazdım. Belki de burada paylaşacağım son öyküm, adını sevdiğim blogum…“Bu dünyayı kurtaracak tek şey gerçek sevgi.” C. Buster. Otuz dokuz yılında – Üç kardeş Yıl 1939 iken pek klastım. Şimdiki gibi buruş buruş, yürüyemeyen, altına kaçıran, geniş basenli, baş örtülü, gıdısı sarkmış,…
Bata Çıka Toprak Hikayesi
– Abi lanet olsun bize ha! Şu arabanın bile kapısını açamadık! – Ya neden öyle diyorsun kızım, çok ses yaptın. – Bütün o başarısızlığını kendinde değil başkasında arayan insanlar filan gibi konuştun. – Lanet olsun insanlara! Bak tamam, bu sefer olmamış olabilir ama inan ki… – Ya ne bu seferi! Bu elimizden kaçırdığımız kaçıncı araba?…
Kısa Kısa #9
– Roka. Evet onunla başlamak istedim. Ben ne yalan söyleyeyim sevmezdim bu bitkiyi. Acı bir tat verirdi. 2 senedir yemiyordum, o en acı roka deneyimimden beri. Ama şimdi peynirli bir salatanın içinde ve de soslanmış bir şekilde önüme konunca yedim. -Salataya dayanamazdım.- Ve benim için artık dünyanın en mükemmel şeylerinden biri olduğuna karar kıldım. Yazının…
Helena’ya Tim Burton’ı sormuşlar, O da…
Ayarı vermiş. Röportajı yapan kadın: Ve evet… Kocan: Tim Burton… Doğrusu gerçek mânâda kocan değil. Umm… Onu ne diye adlandırıyorsun: Hayat arkadaşın, sevgilin (aslında uzun süre aşk yaşadığın kişi diye de çevirebiliriz bunu), erkek arkadaşın vs. ? Helena Bonham Carter: Bilmiyorum; tatminkâr bir kelimem yok hala onun için doğrusu… “Benim piçlerin babası”, belki? Hım, ne…
Sait Faik’in Tapınınırlığı
” Ne bir kadın yüzüme bakar, ne bir portakalın beş kuruştan yirmi beş kuruşa fırlaması beni ilgilendirirdi. Beş kuruşsa yerdim. Yirmi beşse portakala da vedâ! “
Çiğdem’e Ağıt
(Belki o bu başlığı görse çok kızardı. Hem ağıtın anlamını değiştirdiğim, hem de isminden sonra “hocaya” ya da “öğretmene” demediğim için. Ama olsun. “Geçenlerde Turgut Uyar okurken böyle bir başlık atmaya karar verdim,” dersem akabinde, sevinirdi eminim.) İlkokulda -fakir okulumuzda- griye çalan ama siyahımsı, camlı ve içi gözüken, boğuşurken kıçınız yanlışlıkla ona çarptığı zamanlarda gırçlayan…
Kadın vs. Erkek
E: Erkek. Tahminen 25-30 yaşlarında. K: Kadın. Tahminen 25-30 yaşlarında. YT: Yaşlı Teyze. Tahminen 60-65 yaşlarında. –I. BÖLÜM- ERKEK– YT: Naber evladım nasılsın?. E: İyi işte Müjgan Teyze ne olsun uğraşıp duruyoruz. Barbaros nasıl? (Barbaros arkadaşı teyzenin oğlu.) YT: O da iyi okula gidip geliyor master yapıyor ya. E: Doğru uzun zaman oldu görüşmeyeli. Evet……
Sen Ciddi Anlamda Bir Dehasın
Kısa Kısa #8
– 1960’lı yıllarda 2000’lerde; 1980’li yıllarda 2020’lerde; son olarak 2010’lu yıllarda 2050’de uçan araba çıkacağına inanılıyordu (ve hala inanılıyor 2010’lu yıllar dediğime göre.) Diğerlerinin gerçekleşmediğini düşünürsek 2050’de uçan araba bekleyen bir neslin daha, uçan araba göremeden tarihe karışacağına tanıklık edeceğiz. Ve bu da en iyi ihtimal 2100’den önce uçan araba ve hava yolu ulaşımı olmayacak…









